sözlükte kemalist geçinmenin gerektirdiği biricik ithamlardan biridir.
oysa mızıkçılık sözcüğünün ağababaları 80 senedir karşıda durulmaktadır , kutsala sığınmış "karargah evlerinde"...."özgürlük,demokrasi,cumhuriyeti yıktırmayacağız" derken bir yandan toprak altına silah taşırlar bunlar...sonra "haki yeşiline büründürdükleri başbuğları" çıkar , bunlar ordunun malı değil der ,halbuki bizzat canına kastettikleri milletin parasıyla alınmıştır o silahlar...bu ortaya çıkınca "sözkonusu vatansa gerisi teferruattır" derler , oysa özlemleri kendi diktalarından çıkmayacak bir sürünün üzerinde yaşadığı , bu sürüye bayrağın değerini anlatmak ve üzerinden hamaset siyasetiyle çıkar elde etmek için şehitler verdirdikleri bir vatan ve tüm kurumlarını özellikle silahlı güçleri ve yargı bürokratlarını ellerinde tuttukları bir monarşidir...
bütün darbeler kötüdür dersiniz ; size 1980'i sorarlar...öyleyse 1980 zihniyetinin anayasasını değiştirelim dersiniz , karşı çıkarlar.açılım dersiniz , vatanı bölüyorlar diyerek şehit analarını da dahil ettikleri , şehit analarıyla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirdikleri provakasyonlar düzenlerler...
dini devletten uzak tutun diye haklı bir çağrıda bulunurlar fakat ne hikmetse o çok aşağıladıkları halkın çocuklarını , bir dini rütbe olan "şehitlik" üzerinden "tavlayarak" , komutanlarının "düğüne" gittiği bir dağ-lıca-da ölüme mahkum ederler...
bunlardan bahsettiğinizde , bunları biz yapmadık derler.yapanları yargılayalım dediğinizde "avukat" kesilirler.hatta atatürkü bile "yapılanma" içerisinde gösterecek karikatürleri çizebilecek seviyesizliğe düşerek , kendilerince atatürk üzerinden "zeytinyağı etkisi" göstermek isterler...
adam kürt olduğunu beyan etmek istiyorsa öyle desin , öyle yaşasın dersiniz , hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız dersiniz ; "kürtlerde türktür" derler.80 yıl öncesinde ulus devleti inşa etmek için belki de kendince haklı sebeplerle kullanılan "türk" tabirinin aslında bal gibi bir ırka işaret ettiğinin farkındadırlar ama itiraf edemezler...zira bu onların sözde kemalist kişiliklerine aykırıdır.öbür yandan atatürk'ün "barış" üzerinde durmasını sümenaltı edip , ille de "askeri ithalatların" önü kesilmesin derler...
anlatırsınız , anlatırsınız ; biraz ikna olur gibi olurlar...insanların kimliklerini yaşayabilmesinin türkiye cumhuriyetinin yapması gerekenlerden biri olduğunu kabul ederler.fakat o da ne! içlerinden biri çıkıp cumhurbaşkanını "ermeni" olmakla suçlar(!!!)...
değişmezler , zira statüko ile onların çıkarları at başı gitmektedir.
dedik ya , "mızıkçılık" onların özüdür...mahalledeki mızıkçı çocuğun "topumu alır giderim" tavrını bizim "muhalifler" edinmiştir 80 senedir.zira hep "zinde kuvvetler" onların elinde olmuştur.yargıyı çelik çomak oynar gibi parmaklarında oynatmışlardır.
ama yıl artık 2009'dur , dünya değişmiştir , türkiye değiştirmektedir.
herşeyden önemlisi türkiye devleti paradigmasını değiştirmekte , fildişi kulelerden "halkım" derken içinden "gerizekalı koyun sürüsü" diyerek geçiren , kalemşörleriyle , sanayi şirketleriyle , medya organizasyonlarıyla , milleti için değil "güç" için yönettiği "milletiyle" artık barışmaktadır.
