ölüm acısıdır fikrimce efendim bunun dışında yaş, çevrendeki insanlar, değişik ortamlar, her gün doğma ihtimali olan farklı umutlar, kaderin cilveleri derken bazı acılar silinir, bazıları daha büyükleri yüzünden unutulur. ancak ölüm evet söylenişi bile garip gelir bana hep "xxx" ölmüş. o "xxx" zamanında gülmüştür, eğlenmiştir, gezmiştir, şarkılar söylemiş, büyümüş, ağlamış, birileri ile tanışmış, birileri ile atışmış, dertlerini aşmaya çalışmıştır. o öldükten bir dakika olur olmaz anlarsın ki bunlar belkide hiç yaşanmamıştır. o yoktur artık... o kocaman sırıtışın, mimiklerinin ne kadar farklı ne kadar hoş olduğunu o an anlarsın. aslında o muthiş bir insandı dersin. en iyi dost keder sarar benliğini inanmak istemezsin o koca ceset hemen dile gelecekmiş patlatacakmış şakayı gibi gelir. kıpırtısız bedene bakarsııın bakarsın; nafiledir. tek kıpırtı gelmez. akar göz yaşları akarrr akarrrr. hiç bitmeyecek bir acı kocaman bir şatonun temelini atmıştır. acıları bekleyen kalbinin ferah arazilerinden birine. gün geçtikçe onsuzluk daha da sardıkça seni en iyi yapı malzemesi ile yıkılmayacak şekilde büyüyecektir o karanlık şato içerlerde bir yerde....