önce siyah önlükler yok oldu gitti, hiç olmamış gibi kayboldu ortalıktan. minik minik çocuklara mavi önlük giydirildi, şekil aynı, kumaş aynı, kesim aynı, sadece renk farklı!
sonra siyah giyen hakemler azalmaya başladı. bir dönem sarı ve turuncu fosforlu formalar çıktı ortaya, çok tutuldu rengarenk hakemler. ne maçlarda yapılan hakem hataları değişti, ne de hakemler yüzünden yaşanan skandallar. doğru düzgün bir fifa kokartlı hakemimiz bile olamadı, türk hakemler büyük maçlara verilmedi yine...
daha sonra polis üniformaları değişti. o kalın haki, ceketli kravatlı kıyafetlerin yerini lacivert spor mont ve spor şapka aldı. polis otolarındaki siyah ağırlıklı görüntü de değiştirildi, önce aynı görüntü mavi oldu, sonra o türk bayraklı amblem kaldırılarak otolar sadece mavi beyaz boyandı. görüntü değişti ama ne zihniyet değişti, ne de o zihniyetin hırpaladığı gençler, suçsuz öğrenciler. siyah kaldırılarak sözde yumuşatılan polis görüntüsü akıllarda yer eden polis imajını değiştirmedi, uygulamada ise daha sertleşti. yol kenarında duran gençler polisten dayak yedi, bazıları beyin kanaması geçirdi.
habire siyahın gaspedildiği, yok edildiği, ayıp, kötü, çirkin ilan edildiği bir süreçte büyüdük. çocukluğumuz siyahın tasfiye dilip zihinlerdeki karanlığın yükselişe geçtiği döneme denk geldi. biz de üzülerek gördük şekilciliğin bir halta yaramadığını, renklerin bir suçu olmadığını...