kadın olmanın dezavatajlarından biridir tahminimce bu zaaf. erkek için ise bir avantajtır şüphesiz, hele ki kullanmasını bilirsen.
kadınlar ( en azından benim gözümdeki kadınlar ) sürekli bir değişim içerisinde olan varlıklardır. başka hiçbir canlı bu kadar değişim meraklısı değil diye düşünüyorum.
bir gün gelir saçlarını boyatır, öbürgün orasına burasına bir şeyler takıştırır, güzel gözükmek için farklı estetikler yaratır. operasyonlara bile girer gerekirse.
boyatmakla kalmaz, sürekli saç stilini değiştirir, kısaltır, uzatır vs vs...
sevgiliden ayrılır, saçını keser, ailesiyle kavga eder, kendini ayna karşısında bulur, sürekli oynar.
bunları yaparken de, sevdiceğinin, ya da kocasının, veyahutta yakın bir erkek arkadaşının bunu fark etmesini, yaptığı değişim hakkında bir şeyler söylemesini bekler. bekler de bekler. gururludur da ha! sonuna kadar kendi söylemez, o söyleyecek arkadaş...
hatta sabrı da yerindedir. ipuçları verir size fark edene kadar.
mesela saçlarını değiştirdiyse oynar durur saçlarıyla. gözünün önünde hiç yoktan sebepe saçlarını bir yere savurur.
karşısında öküz bir erkek varsa, bu sürekli saçlarıyla oynamasını farklı da anlar mal.
- hayırdır niye kaşınıyorsun canım...
- yok bir şey ya!
- aşkım ne oldu ne var boynunda, niye tutuyorsun orayı.
- üff, gidelim mi burdan, gına geldi bana.
halbuki erkek, ulan yaptığı değişimi fark etsene hemen. hemen kötü olsa bile başlasana değişim hakkındaki güzel sözlerine, iltifatlarına. bak o zaman nasıl gözüne girip, bir numaralı beyaz atlı prensi oluyorsun...
işte kadınlar ne yapsa bir türlü türk erkekleri tarafından fark edilememe durumunda olduğundan dolayı, çoğu bayanda kendiliğinden oluşan fark edilme zaafı ortaya çıkıyor.
yani ona o an, '' ah canım saçların ne kadar güzel, aman allahım küpelerin yeni mi, kolyen çok yakışmış, bunları ne zaman böyle yaptın, nasıl da güzel olmuşsun'' tarzı değişimi fark ettiğini belirten sözler söylediğin an da o zaafı kullanabilirsin arkadaş. balık oltaya geldi, sar.
- canım saçların, inanmıyorum. saçların mı ıslak yoksa ıslaklığı yaşamak... bu nasıl bir şey.
- yaa fark edebildin demek.
- nasıl etmiyim. ne kadar yakışmış.
- canım benim, bugün bize gelsene yemeğe, ailemle tanıştırcam artık seni.
- aşkım, kolyen, o ince, öpülesi boynunun orada nasıl süzülmüş, nasıl da renk katmışsın. ne kadar şanslı bir kolye, bu nadide bedenin kollarında süzülme şansı bulmuş...
- yaaaa, üffff, ihihi. amaa. aşkımm yaaa...
- ehe.
