bıyıklı ve konuşurken ağzından tükürük saçan, siyah tırnaklı sütçünün kapınıza gelip:
-neden zütümü almayon?
-- süt aldım bu hafta pazardan.
-o zaman nijastamı al vullaha çok eyi oldu.
--bakim nişastana ona göre...
(nişasta poşetinde siyah kıymıklar görür.)
-yok teşekkür ederim almıştım marketten şimdi aklıma geldi.
--nasu yani sen şinci bizden bişe almayonnu? sen bizi bileyon nu biz balaçlıyık adamın amk ruk. ben bunu buraya kadar boşuna mı daşıdım?
-bana güvenerek mi yapıyosun nişastayı?Ben de bafralıyım. nolcak?
--tamam gızım hemen gızmaaa... ama niye almayon duz gibi şeher gibi nijasta işte.
-yok almıcam.
--Alırsın alırsın. hem bak ben bunu gendi ayağımınınan çiğnadım.
(ayaklarına bakar, üstü açık terliğinden rengi toprakla kamuflaj edilebilecek bir nasırlı ayak görür.)
-yok yok tamam tamam almıyorum aaaa...
(Kapıyı yüzüne kapatır.)
spontone, tuluat şeklinde hiç düşünmeden anında oluşturduğu diyalogdur.