çok yakınlarda, epeyce sunturlu bir aşk kazığı yemiş insandır. ağzına bir parmak bal çalıp, ondan sonra oracıkta öylece bırakılmıştır. al sen bununla idare et; benden buraya kadar az işim çıktı; ben kaçtım diyen birisinden gelmiştir bu kazık. kaçarken de beraber dinledikleri müzik cd sini düşürmüştür kazıkçı insan. (bkz: yeter ki onursuz olmasın aşk)
hıdır&bıdır: birde cd nin içinden böyle de bir şiir çıkmış;
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı;
belki de kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.