Tüm pencereler açıktı
Günlerden persembe
Hava bir başka serindi o gece
Telefonda soylenenlere inanmamış
inanmak istememiştim
Bu olamazdı
Bu sana asla olmayacaktı
Ben yaşlandığımı, hayatın basladığını anlamayacaktım daha uzun yıllar
Yolda gelirken düşünmüştüm
Ufaktık
istemeye korkardik
Uzun uzun düşünürdük
Neden olduğunu bilmeden
Sonucunu bilirdik ama çekinirdik yine de
Ama sen verirdin her isteyisimizde
Elvan gazoz ya da lunapark icin istedigimiz harçlıkları
O kırmızı maşrapanın altından çıkardığın ıslak paralarını
Eve geldim
Tum camlar açık
Bugün burası bir başka kalabalık
iceri girmemek için oyalanıyorum dışarda
Kimse de sohbet havasi yok
Anlamıyorum
Anlamak istemiyorum
Olmaz olamaz diyorum
Soyluyorlar bana
Git konuş diyorlar
Duysun sesini diyorlar
Susun diyorum gözlerim dolaraktan
Duymuyorum duymak istemiyorum
Ama zorla götürüyorlar
Tüm pencereler açık
Ucusuyor rüzgardan tüm perdeleri evin
Bugün burası bir başka serin
O odadayim işte
Cok değil daha iki ay once seyretmistik teyzemlerin kayitlarini geldiklerinde
Hepimiz ufacıktık sizlerse gencecik
Ben degilmiyim ordaki
Arabanın direksiyonuna geçmek için teyze oğluyla kavga eden,
Ya dişarda ki ip atlayan benim afacan kuzen
Kimsenin saçında yok bir tek tel beyaz
Ve işte oradaki
Ya o horon tepen sen
Herkes guluyor da ben neden agliyorum
Büyüdüğüme mi sevineyim yoksa sizlerin bu kadar çabuk yaşlandığınıza mı?
Tum perdeler açıktı
Uçuşuyordu rüzgardan tüm perdeleri evin
Bugün burasi bir başka serin
Ve sen yatıyorsun orada başın duvara çevrik
Göğsün neden hızlı hızlı inip kalkıyor
Neden bu kadar zor nefes alışın
Neden burası bu kadar serin
Ve neden kimse örtmüyor camları
Üşüteceksin
Ağlıyorum içten içten
Telefonda söylemişlerdi, geri göndermişler hastahaneden
Son saatlerini gecirsin diye kendi evinde
Sevdikleriyle beraber
Kimdi ki onlar bileceklerdi önceden
Topluyorum gücümü....
Biliyorum bu belki de sonuncusu
Tutuyorum elini
Diyorum sana anne
Taniyorsun beni oğlummm! diyorsun
Simdi daha fazla hissediyorum
Ne kadar da zor nefes alıyorsun
Öpüyorum seni dudaklarım titreyerek
Ve sen o acıların yıldıramadığı, hayatın kendisinden koparamadığı kadın
Anlıyorsun agladığımı da sıkıyorsun elimi daha fazla
Herseyi cesurca kabullenmişçesine
Çok değil bir saat sonra
Yavaşliyor nefesin
Kesiliyor rüzgar, diniyor perdelerin hırçınlığı
Takılıveriyor gözlerin bir yere
Son bir kere geliyoruz senle göz göze
Ve sen o serin perşembe gecesi
Veriyorsun son nefesini derinden
Tamamlayamadan şehadetini
Duruyor ağlamam, biliyorum ki bu daha iyi
Bu bir perşembe gecesi günlerin mübareği
Tamamlıyorlar şehadetini sen verirken nefesini
Kimse ağlamıyor tutuyorlar kendilerini
Yukseliyor okunan kuranin sesi duysun diye herkes
Bekliyorlar sanki çıkmasını ruhun bedenden
Ben tutamiyorum kendimi
Cikiyorum odadan acele ilen
Bir dakika öncesi ve bir dakika sonrası
Anlam verilemeyecek kadar birbirinden farklı
Seninle olmak dinlemek o guzel şiveni
Ve sensiz olmak bir daha hiç işitememek sesini
Herkes herşeyin farkında bir o kadar da sakin
Bu benim gördüğüm ilk ölüm dü hayatta hem de en çok değer verdiğimin
Ben nasıl dururum onlar gibi söyle kabullenip herşeyi böyle sakin
Hala tüm camlar açık
Hala uçuşuyor perdeleri evin
burası şimdi bir başka serin
Ve sen içeride yatıyorsun öylece cansız
Duyulmuyor artık nefesin
Gidip seni bıraktık kendi ellerimizle camiye
Hiç birşey olmamış gibi döndük evimize
Koyacaklardı seni o buzulhaneye
Ve bekleyecektin bir gün daha ermek için çok sevdigine
Gelmişti vakit almak için seni
Gelmiştik camiye dediler hazırdır cenaze bol olsun rahmeti
Soktular bizi o buzulhaneye
Üstte yatıyordun sen sarılmış battaniyeye
Tutmuştum ayaklarından kaldırmak için seni
Kalktı tüm bedenin yerden beri
Donmuştu vucüdun dün gecekinden daha da serindi
Sızlayaraktan taşıdım seni o tahta tabuta
Yoktu kolumda derman ama içindeki sendin
Benim canım annem
Ellerimizle taşıdıkta koyduk seni o senden daha soğuk musalla taşına
Dediler ki bana duyuyor o şimdi seni konuş onunla
Konuştum bende aglayaraktan o tahta tabuta
Korkma nenem dedim korkma
Bak yanindayım ben ve hep olacağım
Son bir firsatın daha olmadığını bile bile sana sarılmaya
Kıldık cenaze namazını hiç bitsin istememiştim&
Biliyordum geliyordu ayrilik vakti
Toprak olacaktin sende niceleri gibi
Ben nasıl basacaktım o toprağa sonra
Olacakken sen altında
Girdik o soğuk taşların arasına
Ne kadar da kalabalık bu mezarlık
Hazirlamişlardı yerini
Bu çukur ne kadar da derindi
Cikarttilar tabuttan da koydular o yaş toprağa
Açtilar yüzünu son kez de görsün diye sevenleri
Gördüm o gül yüzünü aralayınca kefenini
isyan ettim kadere koysalardı beni de seninle
Örttüler üstüne 3 kuru tahta
Döktüler üstüne toprağı da sileceklermiş gibi dünyadaki izini
Dopdolu geçmiş koca bir ömürden sonra....
Bu üzerine attığım son toprakla beraber bir ömür nasıl da bitmişti
Tuttular kolumdan cektiler beni
Ağlıyordum içten içe bırakamazdım seni
Gittik kapisina mezarliğın da salladık sana ellerimizi
Sende bakiyordun bize gülerekten sallıyordun ellerini
Diyordun güle güle
Soylüyordun asla vazgeçmeyin sevmekten birbirinizi
Ve çıktık o demir kapıdan
Geride bırakaraktan seni
Hissetmiyordum hiç birşey....
Aklımda senden kalanlar geri
Ama bir şey var ki herşeyden ötesi
Cekmeyeceksin artık ne acı ne kederi
Eminim rahat da edeceksin orada
bekleyeceksin dört gözle cennette bizleri
Ve Ne olursa olsun benim canim annem&
Asla unutmayacağım seni
Blindguardian