şimdi solcu kızımız lisede gerek ortam yapmak, gerek arkadaş çevresi tarafından, gerekse okuduğu bir kaç zımbırtıdan etkilenip bir takım derneklere, eylemlere, platformlar, konferanslara katılmakta. üniversite çağındayken yine benzer bir oluşum içeresinde iken erkek arkadaş gibi bir oğlanı bulmakta. her neyse konumuz işte burada başlıyor. üniversite bitiyor. ya sonrası? diyelim devlet adına çalışacak kpss'yi kazanamıyor. karşısına duvar gibi kapitalist şirketler bekliyor. ancak yılmak yok, yola devam. erkek arkadaş bu arada ya askerde, ya bir şirkette işe bakıp para kazanmakta ya da başka bir şehirde-memleketinde.
artık yaş geldi 25'e. evde kalma korkusu içeresinde sağa sola abanma durumları mevcut haliyle. hala devlet kapasında memur olacağım diye beklerken ekonomik şartlar onu bir kapitalist şirkette çalışmaya zorlamakta. başlarlar çalışmaya sevgili unutulur, yeni bir erkek bulunur. evlenilir ve çoluk çocuğa karışılır.
böyle mi olacaktı? hani ruh neresinde bunun? görüyorum etrafımda. üniversite çağında "dostluk, kardeşlik" naraları atanları... acıyorum vallahi. yapacak bir şeyleri yok mu bunların diye düşünüyorum.
sonuç farklı olmuyor. her seferinde aynı. sıradan bir hayat. maaşlı bir iş ve evlilik. yani ne sandınız. o sol partinizin milletvekili olmayı mı? ya da farz edelim devlet memuru oldunuz. ya sonrası? sonrası bir sendika. yine tıkandı yollar. sonu yok bu işin. olmayacak duaya amin denilmez.