football manager 2010

entry384 galeri video3
    79.
  1. adamı kanser eden saçmalıklarla dolu oyundur. fc girondins de bordeaux'dan ayrılmam oyunun saçmalığıyla ilgili olamaz. lig lideriydim ama gerizekalı oyuncularım yüzünden bir yerden sonra tutunamadım, 4 maç üst üste kaybettim (ki ligue 1 rekorunu kırmıştım yenilmezlik serisi şeysinde o sene) ve altıncılığa kadar geriledim. yönetimle kapıştım, avrupa'da chelsea'dan iki maçta toplam 10 gol yedim falan filan. bunları oynayıp toparlayabilirdim, her zaman güzel gitmez elbet.

    ama anlamıyorum.

    ulan her hafta maçını izlediğim, oyuncusunu malzemecisini bildiğim galatasaray'ı alıyorum. hazırlık maçlarını siktir edip uefa avrupa ligi eleme maçlarına çıkıyorum hemen. hatırlamıyorum şimdi taktiğimi, yapıyorum bir şeyler. rakibim fin ekibi fc honka. ulan 10 forvetle oynasam yine yenerim ben bu adamları, fm 2009 öncesinde çalıştırdığım fin takımının haddi hesabı yoktu çünkü. bu adamları da iyi tanıyorum. ama hiçbir zaman küçümsemedim ve bir farklı mağlubiyetin bile iyi olacağını düşündüm. ilk maç finlandiya'da.

    maç başladı, soldan geldiler, leo franco boşa çıktı. kafayla attı elemanın biri, 1-0 oldu. top çevirmekten başka bir bok yapamıyordu oyuncularım. honka çat çut pas yapa yapa geldi, 20 dakika olmadan ikinciyi salladı. devre arasında "nasıl oyun bu şerefsizler?" dedim adamlara, kendilerine gelir gibi oldular, 70'te bir tane atmayı başardık baros'la. 2-1 oldu. istanbul'da bu turu vermem, bu sonuçla mümkün değildi. ama ben de rahat değildim. değilim. bu futbolla hiçbir bok olmayacağının farkındayım. düşünüyorum abi, hatayı nerede yaptım? ulan 8 tane atması gerekir bu takımın, taş gibi kadro. ben düşünürken, emre aşık'ın sektirdiği topa weckström yerleştiriyor ve maç 3-1 bitiyor. muhteşem değilmiş aslında kadro o kadar, emre varmış la. fark etmediydim bak.

    istanbul'a gidiyorum. taktik değişiyor ama takımda aynı bokluk sürüyor. kimsenin top oynamaya niyeti yok. top çeviriyoruz, kaleyi gören vuruyor. hepsi de aut tabi. komutlara falan bakıyorum, yok amına koyayım, hiçbir şey dememişim ben. ama adamlar paso vuruyor kaleye. biri de tutsun be mna koyduklarım. o sırada bir gümbürtü kopuyor ali sami yen'de, 23. dakikada honka, ilk maçın ilk golüne benzer bir pozisyonda, 0-1 yapıyor durumu. çıldırıyorum. oyuncu değiştiriyorum, oyunculara saldırıyorum, "nasıl oyun bu şerefsizler, utanmıyo musunuz?!" diyorum...

    beklediğim gol 67'de penaltıdan geliyor. 77'de elano vuruyor. 2-1. hala yetersiz. oyuncu değişikliği hakkım dolmuş. kewell sakatlanıyor, servet kırmızı kart görüyor. 88'de gol yiyorum ve maç 2-2 bitiyor.

    bu kadro böyle futbol oynuyorsa, türkiye liginde bug olduğunu düşünürüm ben. ne takımlarla neler yapmış adamım, pey.

    ha bir de, honka iki maçımızın arasında, lahti'den 4 gol yemişti evinde.
    0 ...