acı içinde izliyorum varlığınızı... öyle dolaşın ortalıkta bir süre daha, nasılsa bitecek. rüzgârın estiği tarafa ilerleyen en akıllı olanınız değil, en ağır durabileniniz oysa, biliyorum.
yarım şişe kalmıştı oysa ömrüme dair. özele saklanmış bir özelliği vardı kendi içinde... çok yol gelmiş, çok yer görmüş bir yarım şişe. bitter çikolata cabası olacaktı. geri gelmemin şerefine bir duble ona da verecektim ki o zamanlar şişenin diğer yarısına da sebebim yoktu elimde.
sonra nedensiz ve zamansız buldum, onun payı da içindeydi... mezarına dökmek asla, yasak ve zinhar günah. oysa bir bardağın tabanını kaplayacak kadar viskiydi alt tarafı hissenin hepsi. bordo etiketini hanginiz ve hangi ara yoldu bilmiyorum ama güzel olmuş... kötü çağrışımlardan arınmış bir şişe kadar yakışmıyor elinize hiçbirşey, eminim.
şimdi oturun ve dinleyin anlatacaklarım var size. boş bir ranza varsa haberim olsun. ki kendimden emin adımlarla geliyorum yanınıza... vakit gömüyorum önce, sonra gömdüğüm yeri unutuyorum. sigaranın biri yanarken ikincisini yakmak ürkütücü ama şaşırtıcı gelmiyor. bana boş bir ranza lazım. demirden olmalı ve dişlenmemiş demirleri. zaman dolu testileri gömdüğüm yeri bulmalıyım ama vaktim yok. acı, elim fakat gerçek olan işte bu... çok kalmayacak olmanız üzücü olsa da şimdilik bizbize iyiyiz. önce bir oturun ama kafam kaldırmıyor şu sıralar...