iyilik

entry106 galeri
    11.
  1. söylenecek ilk söz, belki de, insanseverliğin ancak kötüleri de içine aldığı sürece gerçek insanseverlik olduğudur. çünkü iyileri, yoksulları, suçsuzları sevmek kolaydır; asıl sevgi, dimitri'nin önünde diz çöken karamazof kardeşler'deki yaşlı papaz gibi davranabilmektedir. dahası var, adamın biri, "kutsal kitap bize düşmanlarımızı bağışlamamızı buyurur, dostlarımızı değil," diyerek, düşmanı sevmeği dostu sevmekten daha üste çıkarmıştır. iyi ya, kötülüğün ortadan bütün bütün kaldırılması gerektiği sorusuna aldırış etmeyen bir insanseverlik, olsa olsa, ezilenlerin acısını biraz azaltmaya yarar. bu ise, asılacak adama, kutsal kitaptan sözler okumak demektir ve insanseverliğin ancak ezilenler var oldukça yaşayacağı anlamına gelir. bu noktada, kötülüğün sürdürülmesi ile var olabilen bir iyiliğe, iyilik denebilir mi?

    bana sorarsanız, insanoğlu iyilik görmekten hoşlanmaz. iyilik görenler, kendilerine iyilik eden kimselere düşman olurlar, ki haklıdırlar. oysa iyilik eden bunu anlayınca, "vay nankör vay, benim ona ettiğim iyiliklere karşılık ha!" diye bağırır. "insan değil bu!" çok yanlış bir yargı. çünkü iyilik etmek, iyilik edilecek birini bulmaya, o da insanların kötü durumda ve iyi durumda olmak üzere ikiye ayrılmasına bağlıdır. asıl insanlığa uymayanın bu olması gerekir.

    iyilik görmekten daha kötüsü, iyilik etmektir. "herif sıkışmış, verdim elli kağıt, ferahladı gitti," diye böbürlenenleri düşünürseniz, iyilikten iğrenirsiniz. iyilik ettiğini saklayana gelince, ben bu bakımdan ağzı sonuna kadar sıkı kimseyi tanımadım, diyebilirim. iyilik ettiklerini saklayanlar, gerçekte bunu kurnazlıkla yayarlar ki, herkes duyar da iyilikseverin yanında konuşmaz. insan sevgisini, zenginin yoksula yardımı diye anlayıp anlatmaktan vazgeçmeli.

    doktor schweitzer, yardım bekleyenlerin yardımına koşma işinde, burjuva toplumunun yardımsever kurumlarına pek yüz vermemiş, onların içinde çalışmayı yararsız ve olanaksız bulmuştur. onun öğüdü, herkesin, her iyilik etme durumunda olanın, bu işe tek başına atılmasıdır. ama, kendini afrika'ya adayan bu yaman adam, düşüncesinin köklerinde gene de bir umutsuzdur; bütün bu tek başına atılmaların, olsa olsa, acıları biraz azaltacağına inanır. kötü bir dünyaya gelmişiz, birbirimizin yardımına koşalım... tam hristiyanca bir tutum... ama, bütün insanların eşit olacağı günü bekleyerek ellerimizi kollarımızı bağlamaktansa, elbette iyi bir şey. kişisel iyilik dünyayı değiştirme çabasına aykırı değildir.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük