irtica ile mücadele planı adı altında yayımlanan belgenin altında türk milletini koruması ve kollaması gereken tsk'nın bünyesinden bir komutana ait imza bulunması ve üstüne üstelik bu imzanın gerçekten söz konusu kişiye * ait olduğu kanıtlandığı halde; askeri mahkemeler işi yokuşa sürerek hala kendilerini haklı çıkartabilecek ve belgenin sahte olduğuna dair delil elde edebilecekleri bir arayış içerisindeler. akıllarınca, tsk'nın böyle bir şeye bulaşmadığı, tsk'nın türk milletinin demokratik haklarına ve demokratik tercihlerine hiç bir zaman müdahalede bulunmayacağını kanıtlama peşindeler. halbuki artık, görünen köy kılavuz istemiyor. herşey apaçık ortada ve kimin hangi naneyi işlediği de bir hakikat.
hal böyle iken, tsk'nın bu kendini temize çekme çabalarından sıyrılması ve gerçeği kabullenerek halkından, yani dayandığı en sağlam kaleden özür dilemesi gerekmektedir.
genelkurmay başkanının, sadece bir kağıt parçası olarak adlandırdığı şeyin gerçek olduğu sonucu, tskyı kara kara düşündürmekte ve sessizliğinin sürmesini sağlamaktadır.
halkın gözünde yitirilen bu güvenin yeniden kazanılma yolu da çok basit ve kolay halbuki: tsk'nın en yetkili kişisi çıkacak ve halktan özür dileyerek, söz konusu belgede adı geçen, belgenin hazırlanmasında ve yazılmasında emeği olan herkesin tsk'dan atıldığını açıklaması gerekmektedir. ama bu bizim temennimiz aynı zamanda. tsk bunu yapar mı bilinmez, bekleyip göreceğiz.
ordunun demokrasiye ve halkın iradesine olan müdahalesinden bugüne kadar hiç bir akl-ı selim insanın, hiç bir vicdan sahibi insanın memnun olmadığını - olmaması gerektiğini - da hesaba katarsak, sözlerimiz daha da anlaşılır hale gelecektir şüphesiz.
şurası bir hakikat ki; benim oyumla iktidara gelen bir fikir, ancak ve ancak yine benim oyumla iktidardan aşağı iner. bunun aksini düşünen ve gayr-i demokratik çabalarla türkiye'nin kendi yörüngesini bulduğu bu iki binli yıllarda, türkiye'nin önüne taş koymaya çalışan - bilinçli ya da bilinçsiz, ancak meşru olmayan seçeneklere başvuranların kendilerince haklı olması hiç bir şeyi değiştirmez - çevreler, halkın sillesini her daim enselerinde hissedeceklerdir.
yermiyim ben ulan sizin kemalizm maskesinin ardına sığınmış yüzlerinizi, der sonra yüce milletimiz böylelerine.
edit değil de ek bilgi gibi bişiy : (bkz: #6394347)