Ne tuhaf değil mi? Bu ülkenin bir ilinin belediye başkanı, devletten para alan bir insan, devletin kendisine koruma tahsis ettiği biri mensubu olduğu ülkenin marşını söylüyor diye, ülkesinin bayrağını eline alıyor diye seviniyoruz. Sevinmek ne kelime havalara uçacağız adeta. gazetelerde "tarihi an" yazılı manşetler. N'oluyor yaaa... ne zaman bu kadar aciz duruma düştük biz? Nasıl bu hale geldik anlamak zor. Osman Baydemir'in bayrak ve istiklal marşı açılımı bile yaptığı agresif ve kışkırtan çıkışlarından daha etkili oldu. Neredeyse adama sarılıp ağlayacağız. "Yaşasın... Sonunda bayrağımızı eline aldın. sen de bizimle marşımızı söyledin. Ne kral adammışsın meğer sen" diyeceğiz.
Irkçı değilim türküm sadece, faşist değil vatanseverim. Bu ikisi arasında fark göremiyorsanız o da sizin sorununuz olsun.
Devletin içine sokulduğu bu panik hali, bu beceriksizlik ve basiretsizlik hali hayırlara vesile olur inşallah. Ama siz de hissediyorsunuz değil mi? "Bakın... Osman Baydemir de bayrağını aldı, marşımızı bizimle nihayet söyledi, bakın askerin elini bile sıktı." diye arkadan arkadan bir ses bizi dolduruyor sanki.