bilgisizlik, akılsızlık, samimiyetsizlik, dinden uzak yetiştirilmenin acı bir sonucu. Fatih Altaylı kafası.
bu lafın gerçek anlamı: "Ben şimdi her türlü günaha girer, her türlü kötülüğü yaparım, Allah'ın sınırlarını dilediğim gibi çiğnerim. Daha sonra, hayatımın sonuna doğru da tevbe edip, ahiretimi de kurtarmış olurum" demektir.
Halbuki "kalplerin özünde saklı olanı bilen" Allah, böyle samimiyetsiz bir zihniyetin başarıya ulaşamayacağını, böyle tevbelerin Kendi Katında geçerli olmayacağını önceden bildirmiştir:
Tevbe; ne kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim" diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa Suresi, 18)
Bu akıldan yoksun düşüncenin sahibi, Allah'ı gereği gibi takdir edemediği için, kendince Allah'ın kendisini bir tevbeyle affedeceğini ve cennete sokacağını zanneder. Günlük hayatında yaptığı küçük uyanıklıklar, sahtekarlıklar gibi Allah'a karşı da sahtekarlık yapabileceğini sanır. Oysa sonuçta aldanan da, hüsrana uğrayan da elbette kendisi olur. ama iş işten geçmiştir. o işlediği günahlar da yanına kar değil, sonsuz hayatta bela olarak kalmıştır.