sonra inançları değiştirdiniz. bizim şafi olmanız ile saygı duyduğumuz sistemin yerine önce ılımlı sonra keskin alevilik monte ettiniz. şimdi de zerdüştlükten serpintiler yaptınız ve kendinizi ayırdınız.
sonra devlete göz diktiniz. kendinizi mazlum beni zalim ilan ettiniz. devletini aihm'e şikayet eden cumhurbaşkanı eşini eleştirirken benim vergilerimden tazminatlar alarak euro zenginizi oldunuz, kendinizi ayrıştırdınız.
sonra ortak değerleri hedef tahtasına koydunuz. ne şehit kavramımıza saygı duydunuz ne de hubbul vatan minel iman deyişimize. size göre vatan bizden aldığınız olacaktı, bana göre vatan dedem ile dedenin yanyana yattığı yerdi. vatan anlayışınız ile de ayrıldınız.
benim şehidime üzülmenizin ardında sizin leşlerinizin kederi yattı hep. "benim leşim çoğalmasın" diyemediğinizden "ben de üzülüyorum ölenlere o halde tsk silah bıraksın" dediniz. bilemediniz ki düşmanı sevindirmemek için şehidini ağlamadan defneden nice hatun kişiler sizden daha er, daha erkek idi. acımızı da paylaşmadınız, sevincimizi de. kederimize sevindiniz hep içten içe.
içine sıçtığınız kabın sahibine "neden benim yemeğim temiz değil?" diye sormaktan ne ar ne de haya ettiniz. "ben kendimi türk hissetmiyorum" dediniz ve sonra devletten "hani öğretmen, hani doktor, hani hastane, hani yatırım" diyerek ibnelik ettiniz.
şimdi sıra dile geldi. önce çok dilli belediyecilik kavramını icat ettiniz, sonra icadınıza paha biçemediniz.
bugün kalkmış "bu ülkeyi 5 tane harf mi bölecek" diyorsunuz. "evet" diyene faşist diyorsunuz. bu ülkeyi 5 harf değil ardındaki puştluklar böler. yanılıyor da olabilirim. özür dilerim.