cekingenligi küntlük raddesine varmis, bastirmaktan bitap dustugu cinsellik arzusu artik her hareketinde kendini disa vuran, kizlarla konusurken karsisinda kendisi icin 26 yillik gizemli bir varliktan baska bir sey goremedigi icin onlarin gozlerine bakamayan, sosyal acidan uyumsuz ya da sosyal acidan uyumlu olmasi tamamen fikirlerinden odun vermesine bagli olan, sosyal uyumsuzlugunu surekli baskalarinin eksikliklerine ya da dejenerasyonuna yoran adamdir.
cinsel deneyimini bir fahiseyle yasamis olsaydi da bu degismeyecekti, bu konuda hemfikirim. cunku bu adamin sorunu bir vajinanin* icinde kendini hissedememek degil, cinsel deneyimi sevgili olmanin olagan bir getirisi olarak degil de, olaganustu bir sey olarak kavramlastirmasi, sevgili oldugu kisilerle bunu yasamak istemesini "ayip ayip" diye bastirmasi ve bastirmaya kalkanlara kulak asmasi, fahisenin yaptigi isin fahiseyi degil de yaptigi eylemi kirlettigini zannetmesi, isin en aci tarafi da seks yapmaktan bahsederken surekli etrafindan "senin anana bacina oyle 'bindirseler' nasil olur diye dusunen bir zihniyetin dusunme pratigindeki hastaligi gorememesi. birilerinin bu arkadasimiza birlikte oldugu kisiyle yasadigi seyin bir 'indirme bindirme' meselesi olmadigini, cinselligi yasayan kisi kizkardesi de olsa bunun bir 'bindirme' meselesi olmadigini, sevgililerin cinsellik yasamasinin en dogal haklari oldugunu, sevgilisiyle cinselligi yasamadan evlenenlerin evlilige yatak odalarinda koskoca bir kara kutu ile girdiklerini ve icinden ne cikacagini yasamadan bilemedikleri icin kendilerini cok mutsuz bir evlilik hayati bekleyebilecegini, insanin beraber oldugu kisiyle her gece en az 8 saat ayni yatakta olacagini ki bunun da isten geri kalan zamanlarin 4 te ucunu kapsadigini dolayisiyla bunun sansa birakilmasinin evliligin sansa birakilmasi olacagini, kizkardesinin mutlu olmasini istiyorsa karanlik bir evlilik odasina girmektense evlenme ihtimali olan biriyle bunu evlenmeden once deneyimlemis olmasini dogal karsilamasi gerektigini, bu konuda evlendikten sonra pisman olanlarin cogunun erkekler degil kadinlar oldugunu bilerek sevgililerine de kizkardesinin yasantilarina da bu gozle bakmasi gerektigini; ayrica cinselligin insanin birisiyle butun olma duygusunun doruga ulastigi bir aktivite oldugunu ve hic bir zaman ayip olmadigini, "kendine asik ettigin kizla beraber olmanin daha sonra ona tekme atmanla" hic bir ilgisi olmadigini cunku cinselligin kazanani ya da kaybedeni olmadigini, tekme yiyenlerin de cinselligi yasamis olduklari icin tekme yemediklerini, bunu yapan insanlarin varliginin ve kadinlarin baskalarinca degil bizzat kendilerince meta olarak gorulmesinin iste bu "vermek, almak, bindirtmek" terimlerini icsellestirmelerinden ve boyle her firsatta namus bekciligi gorunumu altinda aski ve seksi birbirinden ayirma derdine dusen insanlarin oyununa gelmelerinden kaynaklandigini anlatmasi gerekir.