uzak mesafe ilişkisinde mümkün olabilecek bir şey. ne kadar sevsen de, sevilsen de, mümkün gibidir. çok güvenirsin, o'nun çok güvendiğini bilirsin ama yine de içi içini yer insanın. akşam gezmeye çıkar, çıkma diyemezsin, çık gez keyfine bak dersin.. güven mesajı verirsin ama yine de düşünürsün, "ya biriyle karşılaşırsa, ya şeytana uyarsa, ya.. ya... ya... olursa..." filan diye. zordur.
bazısı söyler bazısı gizler. dersin ki içinden, "eğer söylerse, ne olacak? eskisi gibi olacak mı?"
bir de görüşmeye, kavuşmaya ve hatta uzun süre beraber yaşamaya az kaldıysa, çok daha kötüdür. belki uzun bir süre beraber yaşanacak bir durum planlanmışsa, terketmek daha kolay olabilir. olmaya da bilir. "ya tekrar yaparsa" endişesi vardır.
bu durumda aldatılmak zor olduğu kadar, karaktere bağlı olarak çok derin yaralar da açabilir. bazısı pasif, nötr davranır, bazısı da feci tepkiler verir.
uzak mesafe ilişkisinde, olaya bir de aldatanın tarafından bakalım;
uzaktadır ve sabırsızlanıyordur. kendini tutamıyordur. dokunmak, öpmek, sevişmek ister. kendini dizginleyemez. belki de seni düşünerek yapmıştır bir şeyler, bu bahane değil tabi ki de fakat zorlanıyordur. gerçi, sen de zorlanıyorsundur, yine de kendini tutuyorsundur... aynı şeyi karşı taraftan da beklersin. ne kadar çok seversen sev, ne kadar çok güvenirsen güven, bunu beklersin.
dürüstlük ve yalana tahammül oranları da önemli tabi. o dürüsttür her zaman, yalan söylemeye ve yalan söylenmesine tahammül edemez. ama olmuştur bir kere, yalan da söyleyemez, anlatır her şeyi. donup kalırsın, ne yapacağını bilemezsin.. öyle bir şeydir. gerisi de zaten, malum, bilinen şeyler.
hiç bu şekilde aldatılmadım ya da aldatıldım ancak haberim olmadı.. ama şu an düşünüyorum böyle şeyleri. sadece düşünüyorum, zamanında çok fazla endişe duymuştum. şimdi sadece düşünüyorum, şöyle bir hayal edip boşveriyorum. artık o kadar önemli değil çünkü bunu sonsuza kadar yaşamayacağımı çok iyi biliyorum.