atatürk, uçurumun kenarındaki bir ülkeyi alıp, yapılamaz denilen devrimleri gerçekleştirmiştir. evet halka rağmen, hatta bazılarına göre hakk'a rağmen... cahil bırakılmış, sömürülmüş bir milleti ayağa kaldırmıştır. hem onları dinleyerek, hem de onları kendi seviyesine çekerek bunu başarmıştır. popülistlik yapmamıştır. açıkca, ayen beyan muassır medeniyetler seviyesini işaret etmiştir. bu hedefe ulaşmak için gereken devrimleri yerine getirmiştir. o da, vatandaşa ananı da al git demeyi bilirdi. istese sultanlar gibi de yaşardı. bugün gericileri, bölücüleri karşısına alacağını bile bile, yaptığı onca devrime rağmen, hakarete uğrayacağını bile bile milletine kendini adadı. roma imparatoru bilmem kaçıncı sezar, büyük iskender, kral arthur, hepsi tarihin bir bölümünde yaşadıkları coğrafyaya damga vurmuşlardır. lakin hiç bir lider bir milletin, bir bölgenin kaderini bu kadar değiştirememiştir. milletinin selameti için pragmatist de olmuştur. bolşevikler kozunu emperyalistlere karşı başarıyla oynamıştır. yakın doğudaki pek çok kardeş milletle bağını da kopartmamıştır. yeri gelmiş ittihatçılarla, yeri gelmiş halifecilerle ters düşmüştür. pragmatizmi dört mevsimin adamı olarak kullanmamış. dahası her türlü siyasal akım ve ideolojiyi, aklındaki, ruhundaki ülküleri gerçekleştirmek için kullanmayı bilmiştir. güçlü bir devlet kurmak için de ulus devleti esas almıştır. yazmakla bitmeyecek devrimler silsilesinin baş kahramanı atatürk, gelmiş geçmiş en büyük lider ve devlet adamıdır.