'Gece yağmurluydu. Küçükali'de inmiştin. Aklın fikrin sevgilin Panço'dadır. Yağmur altında yürümüştün. Şişli'den uzaklaştıkça ananı, Panço'yu, bir de
köpeğin Arap'ı özlemişsindir. Birden, bekçi düdükleri kaplar ortalığı. Bir evden deli
gibi fırlar birisi, üstüne çullanır, "Dostumu öldürdüm abi, sakla beni" diye.
Paltonun cebini gösterirsin. Dikişlerinden yağmur girmiş, sabah yediğin simidin susamları kokan cebini. Cebinde kaybolur delikanlı. Adı Hidayet'tir. Deli gibi sevdiği dostunu öldürmüştür. Sonra Hidayet,
yani cebindeki susam, pire olur.' bir sait faik şurubu.
