yer üstünden notlar

entry9 galeri
    4.
  1. | Ben her bahar yani sonbahar sonu-kış başı, güney yarım kürelileri kıskanırım. Sonra yine ben her bahar, yani ilkbahar sonu-yaz başı güney yarım kürelilere üzülürüm. Voleyi gömersem bir gün, üzerine yaz güneşi batmayan bir herif olacam böyüyünce.

    | "Meyve desem meyve değilsin, sebze desem sebze değilsin. sevgili havuç, söyler misin, sahi sen nesin kankanettin?" Dedi kardeşim. Bu şekilde değil tabi. N'olur n'olmaz ben buradan sevgili havuca seslenmek istiyorum: Dur lan, alınma hemen. Severiz seni. Hem, Gözler bozuk diye zamanında az ümit beslemedik sana karşı. Hatta hala, gözlerimde hafif bir ilginçlik olsa, hemen havuç yerim. Hemen. Anında geçer göz kusurum. Ne münasebet canım. Asıl sen manyaksın. Havuç efendi severiz dedik, şımarma hemen.

    | Şehirden şehre fark eder mi yağmur? Park edişi değişir mi suların? Çark edişi değişir mi fikriyatın. Arkadaşım sek: yağmur.

    | Naiften kızarmış narlar. Yağmur soslu rüzgâr, gözümün manzarasında safi ağaçlar. Ve toprak kokusu. memleket toprağı kokusu. veletlik kokusu. Mis. Evimdeydim. Eylüldeydim. Şimdi ekimdeyim. "Eylül toparlandı gitti işte. ekim falan da gider bu gidişle" diyor usta. Ki haklı. Ki çok. ki ah!

    | Bildiğim tek bir şey varsa o da: gerçekten ama gerçekten bir "çok" bilmediğim. Her şeyi bildiğini sananlara hastayım. Takdir ediyorum onları. Mutlular, ne güzel. Yalnız bana uzak olsunlar. Gidip baksınlar bakalım, ben sanayi devrimi zamanlarında mıyım? Bunun için zaman makinesi şart galiba. lakin her şeyi bilenler için, bunun büyük bir sorun teşkil edeceğini sanmıyorum. Neyse konudan uzaklaştık. Niye öyle oldu bilemedim. Aa bağladık. ne güzel.

    | Aynı durak insanları... sizler de ayrı bir olgu, oluşumsunuz. inceden inceden aynı durağınızın diğer insanlarını takip edersiniz. Görüyorum. o değil de, Aynı durak insanını başka bir mekânda görmek çok ilginçtir. Yadırganır. O aynı market insanı değildir ki! Ne geziyordur orada. Aynı durak insanlarının en önemli özelliği de sessizce hayatınızdan çıkıp gitmeleridir. Sessizce. sakince. Fark edilmezler bile. Yazık.

    | Bir adam vardı canı sıkılan. Canı sıkılan. Sıkı sıkı canlanmayan. Canı hala sıkılan. "Sıkıcam ha!" diyerek bade süzerek küfretmek isteyen.

    | Bazen diyorum ki kendi kendime, ki arada yaparım bunu, çeşitli söylemlerle ikaz ederim kendiceğimi, "ne kadar laf kalabalığı yapıyosun olm lan! Bayıyosun valla." Bayıyo muyum? vaaay. bunu hiç söylememiştin. Ayıp lan sana. 27 yıllık cankardeşine yapılır mı bu! lakin Sonra dayanamayıp kendi kendime teselli izzeti ikramında da bulunurum, yaparım bunu, evet:

    - o kadar yalnızdı ki, laf kalabalığı yapmaktan başka çaresi yoktu! * * *
    0 ...