düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum bulamıyorum. bu yapılanların, tavizlerin, hukuksuzluğun hiçbir mantıklı izahını bulamıyorum. 25 yıl bu ülkenin içine et, sayısız ocağa ateşi düşür, huzur bırakma sonra barış adına! ceza alma. alkışlarla, merasimle, devletin askeriyle, polisiyle yolun gözlenerek karşılan, sonra yine devletin savcısına sadece beş dakika ifade ver ve özgürlüğüne kavuş. bu kadar basit.
haberleri izlerken dedim babama. senin kafan çalışmıyormuş dedim. nasıl babasın sen dedim bir de üstüne. yıllarca sabahın köründen gecenin bir yarısına kadar çalıştın, bize sürekli onurdan şereften haysiyetten bahsettin, kanunsuz iş olmaz dedin, vatan mühimdir dedin, kolay ekmek kazanmak olmaz çalışacaksın dedin. sen bütün bunları yapmışken baba, bir gün birini vursan devletten torpilli olur musun dedim. mesela bu sene ödemiyorum vergimi diye kafa tutsan devlete canın sağolsun derler mi baba sana dedim. oysa çıkacaktın dağa, yeri geldiğinde askere sıkacaktın, kaçakçılık yapacaktın, uyuşturucu ticareti yapacaktın, kadın pazarlayacaktın, zulayı doldurunca inecektin şehre. o zaman asker, polis, vali merasimle karşılayacaktı seni dedim. sen oğlunu askere göndereceksin dimi baba? belki tabutu gelecek. dağa gönder dağa, gönder ki dönüşünde davul zurna çalınsın dedim. baktı öyle suratıma. yarın yine işe gidecek, yine vergisini ödeyecek, polis kırmızı ışıkta geçti diye kesecek cezayı, yine bana "kızım, devlete hizmet" diyecek.
ben de babamın kızı olmaya devam edeceğim. hani başbakan demişti ya, "her üniversite mezunu iş bulacak koşulu yok" diye. onu dinleyip "devlet mezun olduk bize işe ver" demeyeceğim. devlete hizmet edebilmek adına sınavdan sınava koşacağım.
ben ve benim gibiler böyle yapacak işte. çünkü biz malız. koskocaman bir sessiz mallar topluluğu.
böyle barışın içine de kuşlar etsin, yetmedi köpekler etsin, bu da az geldi ben edeyim, yine kesmedi cümle alem etsin.
evet açılım işe yaradı. artık küfür ediyorum. lügatım genişledi. bu da olumlu değil mi?