şimdi dışarı çıkacağız seninle. kalabalığın içine karışacağız. herkesin yürüdüğü yönün aksine yürüyeceğiz. hiç kimse farketmeyecek içimdeki seni, kimbilir belki bir anlığına göz göze geleceğim biri anlayacak halimi. hazırlan dışarı çıkacağız seninle şimdi.
şikayet eder gibi durma öyle. etrafta kimse yokken çoğalan sen, kalabalık gördün mü korkarsın, beden sayısı arttıkça kaybolacağını sanarsın aralarında. halbuki aldanırsın. hem ne biliyorsun? tek korkan sen değilsin belki, gel haydi.
en çok sahiplendiğim yanımsın sen. koyverme kendini. bilirim en cevvali, en kararlısı, en ısrarcısı sensin içimdekilerden. herkes sanar ki boynu büküktür yalnızlıkların, yalnız olanların, yalnızlığı hissedenlerin. kendinden ödün vermeyen tek histir halbuki o. olsa olsa geri çekilir bir iki adım, terketmez öyle yerleştiği bedeni. zihne de sindi mi endişesi, kolay olmaz çöreklendiği yeri terk etmesi.
korkma, onlarca insan varken dahi çevremde , muhafaza edenlerdenim ben seni. öyle ya yalnızlık hamal gibidir kimilerine göre. kırık dökük ne varsa sırtlanırsın sanar insanlar seni. konduramazlar öyle ya. acı vermelisin her daim. yapışmış bu da bir kere üstüne. gel atacağız üzerimizdeki kirleri.
şimdi dışarı çıkacağız seninle. kalabalığın içine karışacağız. bir iki dolaşıp izleyeceğiz insanları. sen konuşacaksın kafamın içinde, ben dinleyeceğim gene. ben başkasına anlatacağım bir şeyler, o belki dinleyecek ama beni anlayan sen olacaksın gene.
dayan diyorum kendime. alt etmeye çabaladığım sadece öfkelerim şimdi. sen gir koluma ya da boşver gizlen gözlerimin ardına, dolaşalım biraz. dayan yalnızlığım, dayan ki daha bir dik yürüyeyim sokakta.