felsefesini dahi yapmanın tüylerimi diken diken ettiği, yerimde bu yazıları okurken dahi, tahammul sınırlarımı zorlayan bir sorunsal.
Evet, yumuşak iktidar politikası, bizleri böyle söz oyunları ve diyalektik karşında aciz bırakmakta,
Ben karşıyım, Pkk lının kapı önündeki yemlenen tavuğuna bile karşıyım ki, birileri davullarla zurnalarla karşılanırken, birileri de avukat ağızı ile sözlüklerde, magazin ve siyasi dergilerinde, yazılı ve göresel medyada bu konuyu tartışıyor.
Ne tartışılıyor ki anlamadım.
Kimin sorunsalı?
Ya PKK meşruiyetini hükümetim kabul etmiş.
Bana ne düşer ?
Bok yemek düşer... yüreğim kan ağlaya ağlaya susmak düşer.
Ama susmayacağım...
Şehitlerimizin ruhu rahatsız olmasın diye susmayacağım!
şehitlerimiz yattığı yerdeki huzuruna katkım olsun diye!
Siz hakkıyla şehit oldunuz demek için susmayacağım!
Benim gibi düşünen bütün vatanperverlere, yüreğimize taş basmak düşer!
Yukarıda ne hesaplar döndüğünü elbet hiçbirimiz bilmiyoruz. karalamak da bize yakışmaz.
Ama bilsin ki herkes,
olanlar içime bir gram sindi ise, bir noktasından olumlu olarak bakabiliyorsam gelişmelere,