hakkında bir şeyler yazmayacağım konusunda şahsıma söz verdirtmiş olan kanaat önderi, abla kişisidir. bunun için gerekli ve geçerli sebepler de vardı... ama düşününce "sokak köpeklerinden korksak, sokağa çıkmazdık" fikrimin etkisinde kaldım yazıyorum.
hakkında o kadar çok şey söylenebilir ki bu yazarın. ancak ben sadece kendi söyleyebileceklerimi söylemekle yetineceğim...
katıldığım bir ankara zirvesindeki tutumu ile ilgili olarak zirve başlığından gizli mesajlar vermeye çalışanlar da oldu kendisine gördüğüm kadarı ile... zirvedeki "konuşamamazlık" köklerini çürüterek. kendi şahsi sorunlarını, kimbilir belki de çekememezliklerini zirve başlığı altından çıkartmak derdinde olanlar yaptıklarına devam ededursun çok da dert edeceğini sanmıyorum... zirvedeki tavır ile ilgili gereken açıklamaları da yapmış(en azından sormasını bilenlere diyelim bu noktada), yapacak, yapabilecek durumdadır. tabi sormak önemli mesele bu noktada. ki bu tavır tek başına verdiği bir tepkiden ibaret değildir. ama kendisini eleştirmek(saldırmak da denilebilir) niyetinde fazla ısrarcı olanlar, kendisini özenle, zahmetle seçmiştir oradan.
bir yazar, facebook hesabının kapalı olmasından dem vurmuş(ya da vurmaya çalışmış) ve ulaştığı takdirde sileceğim entrymi diye de taahhütte bulunmuş. güldük ziyadesiyle... zira an itibarii le facebook aracılığı ile kendisine ulaşılabilir durumdadır. tam bu noktada itikadimce bir alıntı yapmak güzel olacaktır...
"kör cehalet çirkefleştirir insanları. suskunluğum asaletimdendir.
her lafa verecek bir cevabım var.
lakin bir lafa bakarım laf mı diye.
bir de söyleyene bakarım adam mı diye."
buradaki suskunluk eğer ki aleni olarak bir kişiye mesajlar verme gayreti ise bunun adı "suskunluk" olmasa gerektir şahsımca... komik duruma düşmemek lazım bu noktada. ve illa ki alıntı yapılacaksa doğru olanı, durumu ifade edeni seçilmelidir. bu hususta dikkat edilmelidir... bu noktada bir alıntı ile bitireyim ilgili entrymi:
"tut-i mucize-i guyem ne söylesem laf değil.
şer ile söyleşemem ayinesi saf değil."