yamulmuyorsam şubat'ın* ortalarıydı. saat 21 civarında telefoum çaldı. arayan kayip pena: "bu bir ödemeli aramadır, kabul ediyorsanız biri..." sesini duyduğumda yanlışlıkla bire bastım ve sonra cimri sanmasın beni diye de konuşayım bari dedim. telefonu her zamanki gibi "bal köpüğüm" diyerek açtı. "güzel bir ortam buldum. atla gel haydi." dedi. ilk başta üşenip hayır desemde sonunda kabul edip pena'nın verdiği adrese* gittim. neyse telefon açtım, geldi bu lobiye yanakları kızarmış, gözlüğü buğulanmış bir şekilde. "ne oldu kavga mı ettin?" diye sordum. yok abi dedi, yukarıda suit kiraladım, gel oraya çıkalım görürsün dedi.
neyse, bindik asansöre üst kata çıktık, içeri girdiğimizde yaşlı ve şişman bir adam etek altını traş ediyordu. "lan noluyo" dememe gerek kalmadan yanlış odaya geldiğimizi buğulu camlı gözlüklerinin sahibi gözleriylen işaret etti. bir üst kata çıktık, içeri girdiğimizde gözüne korsan bandı yapıştırılmış bir keçi ve onun arkasında duran bir çoban gördüm. "ay noluyo" dememe gerek kalmadan yanlış odaya geldiğimizi buğulu camlı gözlüklerinin sahibi gözlerinin kankası olan burnuyla işaret etti. bir üst kata çıktık, içeri girdiğimizde damacana'yla oral yapan bir sucu gördüm. "noluyo ayol" dememe gerek kalmadan yanlış odaya geldiğimizi buğulu camlı gözlüklerinin sahibi gözlerinin kankası olan burnunun yakın akrabası olan çenesiyle işaret etti.
terasa çıktık, kimsecikler yoktu. meğersem suit kiralamamış benimle bir şey konuşucakmış. arkaya bi yere götürdü ve kapak gibi bi şeyi açtı, akabinde bize şehvetle bakan 5 tane dişi gördüm. saf kangalmış bunlar, bakıcak yeri yokmuş. birini alabilirim ama masraf yaparsa satarım diyecektimki, arkadan uğur dündar belirdi. "noluyo aburakoyim" diyecektimki, pena eline geçirdiği kırık pipetle ensesinden kavradığı yavrulardan birini "keserim lan, dinime imanıma keserim allama, dinimiz amin" diyerek bir ayağını yere vurur şekilde uğur dündar'ı korkutmaya çalıştı.
ben de reflex olarak lightsaber'ıma sarıldım. tuşuna bastım ve pembe renkli ışın kılıcımla "gedin la burdan, gedin la" tehditi savurdum. pena'nın en sevdiği renk pembedir, baksırı da pembeydi.
sonra birden yer titremeye başladı, www bombabomba com şarkısı çalıyordu bi yerde. önce uzaktan geldi, sonra ses daha da yaygınlaşıp yükseldi.
uyandım, telefonum çalıyormuş, arayan kayıp pena: "hacı kontör çok az beni arasana." dedi. kontör yok dedim kapattım. altta vodafone yazdı.