mayıs ayında gitmek için heyecanlanmaya başlanır, haziran ayında oraya ulaşıldığında mutluluktan insanın içi içine sığmaz, temmuz ayında sıkılmaya başlanır, ağustos ayında beddualar edilir, eylül ayında ankara özlenir.. ancak ordan ayrılırken, o metro otobüsünün çandarlı tatil köyü sınırından geçtiği andan itibaren içinizi bir hüzün kaplar.. bazen gözleriniz dolar, bazen de ''lan şu otobüs bi arıza yapsada geri dönsek çtk'ya'' dersiniz.. ve ankaraya ayak bastığınız ilk günden itibaren içiniz sıkılır, öğlenin 2sinde dışarı mayo ve terlik ikilisiyle çıkamadığınız için sinir kaplar içinizi..
sonuçta çtk bi yaşam tarzıdır, bok gibi denizine, dedikoducu emeklilerine rağmen dünyanın en güzel tatil köyüdür..
ilk dostluklar, ilk aşklar, ilk sarhoşluklar, ilk kavgalar.... herşeyin ilki çtk'dadır.. dostlukların beşiğidir çtk.. ölene kadar her yaz gideceğim yerdir!