turkcell süper lig sıralamasında düşürülen ankaraspor'u saymazsak son sırada yer alan, yapabileceği en büyük başarı ligden düşmemek olan kasımpaşa ile şampiyonlar liginde ülkemizi temsil eden, geçen yılın şampiyonu, iki kupalı beşiktaşımız arasında oynanan sonucu 2-1 beşiktaşmız lehine biten 9. hafta maçı.
ilk golün sahibi nihat'ın golü, rakip defans oyuncusuna çarparak ağlarla buluşan tesadüfi bir goldür. bobo'nun golü ise bir kontraatak golüdür.
beşiktaşın diğer gol pozisyonları ise lig sonuncusu kasımpaşa'nın beşiktaş'ı sahasına hapsettiği sıralarda bulunan kontraataklar ile yakalandı ise de serdar ve uğur bu benzer pozisyonları değerlendiremedi. zaten serdar ve uğur'un bu pozisyonları dışında beşiktaşın başka bir "ah" denilecek pozisyonu yok.
koskoca beşiktaşımızı lig sonuncusu kasımpaşa karşısında nihat'ın tesadüfi ve bobo'nun kontraatak golü dışında bobo'nun direkten dönen topu ile yukarıda bahsettiğim iki kontraatak pozisyonu var. yazık. koskocaman bir yazık.
maçın tamamında topla oynama yüzdesi hep kasımpaşa lehineydi. buna da kocaman bir yuh.
hakeminde konuşulacak bir yanı varsa kasımpaşa'nın bariz bir önemli atağını avantaj vermeyerek kesmesi en önemli hatasıdır. bunun dışında ernst'in iki sarısı ve ferrarinin penaltı ve kırmızı kartı tamamen doğru karardır.
mustafa denizli sıçma adımını başarıyla atlattıktan sonra şimdi sıvama işlemine başlamıştır. kanımca beşiktaştaki ömrü olağanüstü bir durum olmazsa en fazla ikinci wolsfburg maçına kadardır. "keşke şampiyonluktan sonra bıraksaymış" düşüncesini tüm beşiktaşlı taraftarlara söylettirmiştir.
yıldırım demirören ne geniş bir adamdır ki hala o başkanlık koltuğunda oturabiliyor. kendisi yüzsüzlük ve şerefsizlik vasıflarında inanılmaz mertebelere yükselmekte, kimsenin ulaşamayacağı levelleri kolayca atlamaktadır. kendi gurursuzluğunda boğulacağı günlerin yakın olduğu inancını korumaktayım.