kendisi ve etrafındakiler için değil ülke için çalışacak, bu yönde ideallere ve ideallerini gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip bir kişiye verilmelidir oy bana göre. ben bu normlara en yakın ismail cemi görmüştüm son seçimde ama kendisi sivrilmiş bir partiye mensup olmadığından ve belki de bu dejenere siyasi ortamda insanlar onun ayağını kaydırarak sivrilmesine engel olduğundan seçimde başarısız oldu. ama sonuçta bu durum onun yeteri kadar güçlü olmadığını gösterdi. diğer partilere gelince, insanlar onun başarılı olmayacağını bilse de karşı parti başa gelmesin diye kötünün iyisi olarak sağda akp solda chp ye oy verdi. ama ikisi de türk hükümetinin sahip olması gereken vasıflara sahip değildi, değil, ve bir sonraki seçimde de olmayacak. bu durumda elimizi vicdanımıza koyup düşünmeliyiz, biz kötünün iyisine eyvallah diyecek bir millet miyiz yoksa bu gidişe bir dur mu diyeceğiz?
ben bu gidişe bir dur demek istiyorum. bana göre ne chp dir ne de akp dir benim ve milyonların kıymetli oyunu hak eden. bu yolda birini bulana değin, en küçük parti başkanına kadar herkesin konuşmalarını izleyip tek tek kendime göre karakter tahlili yapmam gerekecek belki ama olsun, biz sırf yemiş olmak için önüne gelen sinekli çorbayı pis kaşıkla içmeyi kabul eden bir millet olarak anılmamalıyız.
o zaman fikrim şudur, akp yada chp bu seçimde kesinlikle benden zırnık alamayacak. ama sanmasınlar ki boş oy atacağım, en ufacık en olmayacak partiye vermem gerekse de oyumu bir partiye vereceğim. onların azalacak yüzdesi azalacak sandalyeleri manasına gelir. böylece meclis daha dengeli olur. * bu şekilde mehmetcik lübnana, çiftçi anasını da alıp çiftliğine öyle eskisi kadar kolay gitmez belki. birileri haddini bilir, yan gelip yatmaktan kendileri vazgeçer belki. sonrasında zamanla ve bu zamanın oluşturduğu bilinçlenmeyle birkaç seçim sonra bu ülke hak ettiği öndere kavuşur belki. çok umutlu değilim ama BELKi..