*Fadıl Öztürk'ü de antolojilerde görmek istiyorum. Hoş, artık göremesem de, bir sayfa kopartıp defterimden şiirlerini antolojilere iliştireceğim. Yok öyle, hem adamın on yılını çürüt sen; sonra da unuttur gitsin. Okuyucular sadece susarak özlüyor onu. Ben hariç.
*Hiç fısıltıyla şiir okudunuz mu? Etrafınızdakiler dua sanabilir. Dikkatli olmak lâzım.
*Geçen günlerde aklıma geldi. insanoğlu tembel ya...
Tembel mi? Farz et ki birisi intihar etmek istedi. Ne var elde: Urgan, silah, bıçak ve aşk.
Hiçbirini beğenmesin. Bırakıversin kendini pencereden. Düşerken düşünsün:
"insanlar tembelse bu savaşlar da neyin nesi"
Size bir sır vereyim. Böyle bir adam geçti bu dünyadan ve
Hiçbir insan ölürken bu kadar gülmemişti.
*Dünyaya yön vermiyorum / Bir kediyi okşuyorum onun yerine.
*Şiirle, üşüyen bir çocuğa parke verebilir miyim? En azından dileyebilirim.
*En büyük katliamı kim yapmıştır? Sanırım tekerleği bulan şahıs. Gazetelerin üçüncü sayfasını ilhak etmiş baksana.
*Lastik pabucun içindeki nehir suyu yürürken çalkalanır. (Tıpkı ülkemizdeki adalet gibi.) Sıkılırsın, alır boşaltırsın suyu. Kuruması için de zaman gerekir.
Neden mi lastik pabuç? Güldürme beni.
*Küçükken sokaklardaki parke çizgilerine basmamak isterdim. Hatta bastığım zaman kötü bir şeyler olacak diye üzülürdüm. Şimdilerde ne zaman öyle basılacak çizgiler görsem sokaklarda, içim bir tuhaf olur.
*Asım ağabey! Biraz da ben ısınayım. Sen çok ısındın. iki Temmuz’a az kaldı bak. Üşüyeceğim.
* Sırtımı güneşe çevirmişim. Gölgemden başka bir şey göremiyorum. Halil Gibran okuyun. Bunu o söyledi sayılır.
*Doğu
Islak, üzeri yosun kaplı taş
Gülecek hiçbir varlık kalmadı burada
Bütün kilitler kırık, barınalar salaş.
*"Rab" Ra'dan gelirmiş.
"Amin" ve "Amen" de Amon'dan. Eski Mısır'da yaşamak isterdim. Nil'de şöyle bir yüzmek... Ne büyük kavim hüküm sürmüş zamanında.
*Burası denize en uzak köy ve denize en uzak köyde yelken hayal etmek yasaktır.