bir erkeğin uzattığı eli tutmanın günah olduğunu düşünen kadındır.
bir yaz okulu döneminde (hangisi olduğunu sormayın hiç bir yaz okulunu kaçırmadım, hatırlamam imkansız) yaşadığım olay.
dönem içi hiç bir derse girmeyi kabul ettiremediğim bünyem yaz okulunda ders kaçırmamıştır. notlar full ve çok sağlamdır. sevilen kız arkadaşlardan biri arar. şehir dışında olduğunu, bir kız arkadaşına notlarımı verip veremeyeceğimi sorar. hem kendisi hem o arkadaşı için çok büyük iyilik olacağını söyler. kabul edilir. söylenen kızla okulda buluşulur. kendisini görmüşlüğüm olmamasına rağmen gayet samimi davranmaktadır. öyleki ismimle hitabı bile "ayh vendettacığımmmm" şeklindedir. fotokopiler çekilir, ardından bahçeye oturulur. kızımız ayıp olmasın diye çay alır gelir. yanıma oturur. bu esnada masaya kendisinin 3 tane daha kız arkadaşı oturur. hepsini tek tek tanıştırır, hepsi de tek tek elimi sıkar. elimi sıkan kızlardan birisi kampüs dışına çıktığı an türban da takmaktadır. **
notlar gözden geçirilirken bir soru hakkında tartışma başlar. herkes çözüm üstüne fikirler geliştirmektedir. ben çözümümü yaparken kızımız koluma girer, hatta parfümümün ne kadar güzel koktuğunu söyler. * sorular çözülür, sigaralar söndürülür. vendetta gitmek için ayağa kalkar.
bir daha görse muhtemelen tanımayacağı insanlara nezaketen "tanıştığımıza memnun oldum" der. masadakilerde ayağa kalkar. ilk olarak bayanın elini uzatması gerektiğini düşüncesine sahip olduğumdan hamle yapmam. ortama sonradan dahil olan kızlar ellerini uzatır. sorunsuz olarak masaya sonradan dahil olan kızlar ile tokalaşılır.
esas kızımızın elini uzatmasını beklemeden el uzatılır, zira çok samimi davranmış, koluma girmiş, parfümüm hakkında yorum yapmıştır. ayrıca kendisini bana yönlendiren arkadaşımı da tanıdığım göz önüne alınarak elimi uzatırım. ama o da ne? sanki el değilde yarrak uzatmışım gibi kızımız geriye atlar.
bir kurtarıcı cümle kurması için dua edilir, el hala hala havadadır. hastayım de, elimde yara var de, ulan ne bileyim "aa öyle mi?" diyebileceğim bir şeyler de. ama olmaz, beklenen kurtarıcı cümle gelmez, gelmediği gibi hiç bir cümle de gelmez. sanki bir kızla yatağa girip kızın donunu indirince karşı karşıya kalan iki yarrak gibi birbirimize bakarız. durumun kurtarılacak yanı yoktur. hiç bir şey demeden arkamı döner giderim.
ulan kızda normal erkek arkadaşımdan daha erkek hani. insanı dış görünüşüne göre değerlendirmek doğru değildir ama olay anlaşılsın diye söylüyorum,bıyıklı falan böyle. tek kaşı var üstelik. üstteki iki dişten birisi, öbür dişin üstünde amuda kalkmış falan. lan bide gururumu kurtarmak için arkamı dönüp yanlış yöne doğru gittim o kadar...
olum bir işe girmek için gittiğin mülakatta, adam elini uzatsa saniye tereddüt edecek misin tokalaşmak için? koluma giriyorsun, parfümümü koklayabilecek kadar yakınlaşıyorsun, elimi uzattığımda ne arkaya sıçrıyorsun? bari bir şeyler saçmala. neyse gece gece sinirlendim yine.