gitmeden bünyede meydana gelen "propoganda filmi", "proje filmi" gibi beklentilere cevap vermeyen film olmuş. film gerçekçilikle doluyken göz ardı edilen ve içi doldurulamayan noktaları olmuş. yalnız türk sinemasının geliştiğini gösteren bir yapıya bürünmüş. rütbeli askerin apoletlerini çıkarmadan operasyona çıkması, yüzbaşının içtima sırasında astını amiyane tabirle sikmesi göz ardı edilen noktalardan bazıları. gelelim asıl noktalara...
filmin geçtiği birliğe giden destek birliğinin operasyona uğraması sonucu sevdiği askerleri kaybedip, akabinde kendini kaybeden yüzbaşının rol olarak müthiş iş çıkardığı bir kurgu. er kişinin operasyona uğradıktan sonra bünyesinde meydana gelen psikopatlaşma sürecini bilenler bilir. filmde bu bağlamda bile aslında "soft" diyebileceğimiz mesajlar var. çünkü orada komando olarak görev yapıp; teröristi kesip fotoğraf çektirenleri, kulağından kolye yapanları biliyorum.
filme giderken filmin içerisinde geçen ince mesajları yakalama gayretinde olduğumdan şunları söyleyebilirim.
-savcının operasyonda şehit olan askerler hakkındaki tutanakları incelerken ayağının kaymasına "dikkat et savcı, burada zemin kaygandır" şeklinde tepki vermesi "savaşın hukuku yoktur" mesajlarıyla irdelendi.
-yüzbaşımızın birlik basılmadan önce doktora yaptığı konuşmada bahsettiği "ben de biliyorum bu savaşın böyle bitmeyeceğini" ve "siz bizi ilerde yargılarsınız" söylemleri de "biz emredileni yapıyoruz, yapınca da suçlu oluyoruz" şeklinde ergenekon göndermesi gibiydi.
ayrıca bu filmin en güzel yanı kürt karakteriydi belki de. onun türk bayrağını çekerken kürtçe türkü söylemesi, şehit olurken kürtçe konuşması ve türkçe altyazı geçmesi güzel bir incelikti.
askeriyede olan bütün figürler gösterilmiş. obsesif olan, aşık olan, kürt, dindar vs. hepsi kısa kısa filmde geçti.
gereksiz olan sahneler de film için nazar boncuğu olsun diyelim. bunlar da filmin sonundaki yıkılan atatürk büstünü elemanın taşıması ve en sona konulan elemanın türkü söylemesi.(bak güzel söylediğin için bişey demiyorum)
birliğin basılma sahnesinde şoka giren elemanlar ise akıllara "profesyonel askerlik" olması gerektiğini gösteriyor. orada gösterilen elemanlar prototip-model misali aslında. şırnak'ta eğer bir gün çatışmaya giderseniz askerlerin bilinçsizce etrafa ateş ettiğini görürsünüz. obsesif kompolsiflerin, bunalımda olanların intaharı düşündüğünü görürsünüz.(eğer kırkağaç'ta acemi olursanız kendi birliğinizden de intihar edenler olacaktır)
velhasılıkelam yaşanmışlıkların üzerinde daha çok film çekilebilmesi adına gidin izleyin.