idealist, ilerici, hayatı dolu dolu yaşayan, neşeli, fani dünyanın güzelliklerinden faydalanmak isteyen, bilen çoğu insanın desteklediği, katıldığı oluştur.
düşünüyorum da, "ibadet" kavramını islamın doğduğu coğrafyadaki insanlar çok güzel şekillendirmişler. farz-ı misal abdest. su bulamayan, bu yüzden de abdest alamayacak olan adama farklı alternatifler türetmişlerdir toprakla abdest almak gibi...
şimdi bu noktadan hareketle "camileri" de konuşmak gerekir diye düşündük biz. camilerde bilindiği üzere islamın doğduğu coğrafyada ortaya çıkmış yapılardır. insanları ibadete alıştırmak, birlikte tutmak için böyle bir yapı gereksinimi duyulmuş. bunun psikolojik olarak açıklamaları zaten var, kaynaşma, sürü psikolojisi falan filan bunları sonra anlatırım. uzun lafın kısası, camiler de tıpkı ezan gibi, abdest gibi o dönemlerde o coğrafyada islam dininin temelini güçlendirmek için yapılmış yapılardır. günümüzde herhangi bir mecburiyetleri yoktur. tıpkı ezan gibi geleneksel bir boyuta gelmelidir.
bazı camiler var ki tarihi yapılardır. onlardır bu "cami" kültürünü yaşatması gereken yapılar. gidip gezmesi bile zevkli olur o camileri. onlar sanattır, tarihi eserdir ama mahalle aralarındaki kocaman minareli camiler gereksizdir. hem de aşırı gereksizdir.
ben diyorum ki, gelin bu camilerin gereksizliğini kabul edelim, sanata, tarihe saygı duyarak gerekilenleri himaye altına alıp sonsuza kadar taşıyalım fakat "okul, hastane" eksiği varken dikilien onca gereksiz caminin varlığını sorgulayalım. ha?
