Bursa'da yaşayan bir çukurova mezunu olarak şunları dile getirebilirim:
1. Bursa şehir olarak adanadan daha gelişmiş ve büyük değildir. Bursa gelişmişlik açısından son 10 yılda şehirde yapılan kazanımlarla adanaya denk duruma ancak gelmiştir fakat hala adana kadar büyük değildir. Örnek vermek istersek, 1992 yılında Eğitimini ingilizce veriyor diye sıralamaya koymuş olduğum çukurova üniversitesini kazandığımda oldukça tırsmıştım. Ama şehirde yaşamaya başlayınca farkettim ki bu şehir bana anlatılan şehir değil. mesela yıllardır faaliyette olan bir senfoni orkestrası var. Üstelik bu orkestra her hafta kapalı gişe konser verir. 1992 de bursada halka konser veren bir senfoni orkestrası vardıda bizmi gitmedik. Yoksa adananın kaba insaları sırf senfoni orkestrasını yuhalamak içinmi tüm biletlerini satışa çıktığı anda tüketirlerdi hemde bunu her hafta yaparlardı. 1992 de adanada 3 sinema vardı. Tabi düzgün sinemalardan bahsediyorum hani şu vizyon filmlerinin oynadığı sinemalardan. Aynı yıl bursada da 3 sinema vardı: yazıcıoğlu, teyyare ve burç. ilk ikisinin o tarihlerde ne filmlerini oynattığı Bursalılarca malumdur. Tabi ki adanada da pornocu sinemalar vardı. ama bunlar kıyıda köşede göz önünden uzak yerlerde idi, altıparmak ve heykel gibi şehrin göbeğinde herkesin gözü önünde değillerdi,bunlar şehrin sinema sayısına da dahil edilmezlerdi. Bakalım tiyatroya: 1992 de Bursada bir tek devlet tiyatroları var onlarda teyyare o zamanlar abaza gençlere hizmet verdiğinden vefik paşa tiyatrosunu nöbetleşe kullanıyor. Burada türkiyenin büyük ve gelişmiş şehri bursadan bahsediyoruz. Adana da o tarihlerde hem devlet tiyatrosu hem özel tiyatrolar bulunmakta. kenar mahallelerde bile gezerken gözünüze dostlar tiyatrosu, falan tiyatrosu, filan tiyatrosu diye levhaları ilişmekte. Şehrin göbeğinde zaten tiyatro var ama adanalılar o kadar kaba ve görgüsüz ki kenar mahallelere tiyatroyu taşımakla kıroluğun önde gidenini yapmışlar. Adananın o tarihlerdeki sanat faliyetlerini şiir dinletileri, resim sergileri vb.. saymakla bitiremessiniz. Sanat gelişmişliğin bir göstergesi ise işte size gelişmişlik. Son 10 yıldaki kazanımlarımız olmasaydı adana ile karşılaştırılamazdık bile. Hala özel tiyatrolarımız yok hala kenar mahallelerimizde sanata dair bir çaba yok. işin kötüsü hala ilgimizde yok. Kaçımız bursada ki ebru kurslarının yerini bilir. Kaçımızın uludağ üniversitesindeki sanat faliyetleri hakkında bilgimiz vardır.
2- gelelim başlığımızın konusu üniversitelere. kampüs olarak Çukurovanın 1990 lardaki görünümüne Uludağ ünivertisesi daha yeni yeni kavuşmaktadır. Bir çok binasıda halen inşaat halindedir. Hala olimpik havuzumuz yok hala inşaat halinde , çukurovada 17 yıldan uzun süredir var. 17 yıl önce uludağ üniversitesinin kampus fotoğrafları ile çukurova üniversitesinin kampus fotoğraflarını yan yana getirin farkı görün. 17 yıl önce görmüş olduğunuz çukurova fotoğraflarındaki görünüme daha şimdilerde sahip olabildik. Eğitim olarak ingilizce eğitime geçeli ne kadar oldu ? peki bunda ne kadar başarılı olabildik ? Şu anda ben uludağ universitesi mezunu mühendislerin yurt dışından alınacak malzemelere ingilizce teknik şartname yazabilmek için ya da yurt dışından gelen taleblerin teknik kısımlarını tercüme etmesi için yanına gittiği çukurova ingilizce işletme mezunu bir dış ticaretciyim. Hala yapılıyormu bilemem ama o zamanlar profların derse girme oranları diye bir istatistik yapılırdı her sene ve çukurova üniversitesi bu alanda Türkiyenin 5. Üniversitesi olurdu. Mezun olduğumuzda okulda kalmayı tercih eden arkadaşlarımızın yada abilerimizin hepsi olmasada bir kısmı yüksek lisansını yada doktorasını yapması için bizzat üniversite tarafından yurtdışına gönderildi. Şimdi soruyorum eğer bilimsel literatürler malesef ki türkçe değilse öğretim görevlilerinin bu literatürleri takip edip size taze sunabilmesimi iyidir? yoksa bu öğretim görevlilerinin sizlere bu bilgileri verebilmek için bu literatürlerin bir prof tarafından türkçeye çevrilip ders kitabı olarak çıkmasını beklemelerimi daha iyidir ? işte çukurova üniversitesinin farkı buradadır.
Son yıllarda Uludağ üniversitesinin işini ve üniversitesini seven bir çok öğretim görevlisinin çabaları ile çok fazla yol kattetiğini takip edebiliyoruz. Umarım daha iyi yerlere gelip daha güzel örnekleri uludağ üniversiteli arkadaşlarda burada verir ve göğsümüzü kabartırlar.
Sonuç olarak ne adanayı nede çukurova üniversitesini sırf batıda değil diye küçük görmenin bir anlamı yok. Gidip görmeli , bir müddet yaşamalı ki karşılaştırılma yapılabilsin.
