gidip gitmeme konusunda çok düşündüğüm zirveydi ki gitmedim. iyi de yaptığımı goruyorum yazılanları okudukça. biliyorum zirveyi düzenleyen arkadaşların kapısı açıktır her daim, sağ olsunlar. "beklenen faslı ankara zirvesi 1 "den sonra iyi niyetli tavırlarıyla bunu gostermişlerdir.
gelelim yaşananlara, dışardan bakan bir goz olarak ne düşündüğüme?
ozen ve iyi niyet gerektiriyor bazı şeyler. şimdiye kadar gittiğim zirvelerde sevmediğim bir sürü insanla karşılaştım. ama ne yaptım? bir merhaba denmesi gerekiyorsa ve edilmesi gerekiyorsa üç beş nasılsın cümleleri ettim.. fazlasına da gerek yoktu ve yoktur hiçbir zaman. herkesin de bu olçüde kalması gerektiğine inanıyorum. kimse kimseden samimi olmasını, karşılıklı gobek atmasını elbette beklemiyor, bekleyemez de. açık ki kendilerinden hiç hoşlanılmayan birkaç arkadaş gitmiş zirveye. gerilimin artması doğaldır ama bu düzeyi düşürmek için yanına gidip " fazla kalmasanız iyi olur " demektense, karşılıklı taraflara ufak çaplı ikna girişimleriyle her şey yoluna sokulabilirdi diye düşünüyorum.
burada soz elbette iktidarsız jigoloya geliyor. bilirim nasıl bir insan olduğunu, tanırım. en başta kibar,içten bir insandır ki bu sebepten bu yaptığı beni oldukça şaşırttı. yazılarını okuduktan sonra ki birçok insanın surat ifadesini tahmin edebiliyorum, ama değildir, sanıldığı kadar hoyrat bir insan da değildir. ama hata yapmıştır. olamaz mı? elbette olabilir. lakin hatanın boyutu gitgide artmakta. neden? yazılanlara "bu zirvenin organizatoru" olarak soğukkanlılığıyla değil de heyecanlıyla cevap vermektedir. "daha iyisini yapın da gorelim" gibi bir cümle sarf etmek büyük bir hatadır kanımca. fazla büyük bir laftır çünkü. ankara tayfasının meşhur birkaç zirvesine katılmışlığım da olmuştur. 50 kişiyle de zirve yapıldı çok eğlenilerek. yardımlaşma adına büyük etkinlikler de oldu, bulunduklarımın hepsi sorunsuz geçti. ve yine aynı sevilmeyen insanlar olmasına rağmen. bu yüzden diyorum soğukkanlı davranıp, belki biraz daha pratik düşünülerek bu sorun aşılabilirdi. en azından bu noktaya gelmezdi ve bu gerilimler yaşanmazdı. eminim ki bu cümleleri yazarken üzülüyorlardır da insanlar. zira herkes ozunden çıkmış durumda.
insanın doğasında vardır; çatışma ve ters düşme. elbette yazılarını sevdiğimiz, fikirleriyle ortüştüğümüz insanlar olacaktır. ama bunun tam tersi de doğaldır. e ne yapacağız? saçma sapan bir sanal ortamda, yazdıklarıyla insanı eleştirmek "bence" yanlış bir tavırdır. reelde oturursun, sohbetini edersin. oncelikle "cümle kurup kuramadığına bakarsın".zira biliyoruz ki burada çatır çatır yazıp, karşısına geçtiğimizde iki lafı bir araya getiremeyen insan sayısı çok fazla. ona gore muhattabını seçersin. insanları yazdıklarıyla, direk eleştirecek olsaydık; ben bu sozlukte ne poseeyle ne iktidarsız jigoloyla oturup iki cümle edemezdim. ama oturup sohbet etmişliğimiz, güldüğümüz, eğlendiğimiz çok fazladır.buranın sozluk olduğunu ve toplu gorüşmelerin keyifle geçmesi gerektiği de unutulmamalı. biraz ozen her şeyi çozecektir.
bu kadar cümleyi niye mi kurdum? burda yazılan her şey rahatsız etmekte, birbirlerine abla, abi diyen insanlar aralarını bozmakta. hem de ortalıkta. ve sevdiğim insanlarsa yazmaya hakkım var diye düşündüm. dediğim gibi çok şaşkınım..
son olarak objektif bir bakış açısıyla bakarsak;
goruluyor ki eğlenilmiş, iyi de edilmiş. ama kimseyi yıpratmadan bunu yapmak gerekirdi.
keşke ilk fasıl zirvesi kadar samimi ve içten olsaymış, yazılanlar oldukça üzücü. umarım farkına varılır.
