kanımca mutsuz bir çocukluğun üstüne yalnız bir kadınlıkla uğraşmış, sevmemiş, sevilmemiş bir kadın, sert olmaya çalışan bir öğretmendir.
kendisi ile ancak geçen sene mecliste sunmuş olduğu gençleri koruma temalı kanun sayesinde müşerref olan ben, söyleyebilirim ki dünyaya meydan okumaya and içmiş siyah çerçeveli gözlükleri, lodos baygını balık gibi bakışları, sımsıkı yumduğu ağzı, emodan hallice saçı ile edibe sözen kimlik bunalımının bir tezahürüdür. her zaman inandığım husus eğitimin insanı yenilemesi, yinelememesidir, geliştirmesi, güçlendirmesidir ama anlaşılan alınan onca eğitimin, adın önüne konulan prof unvanının insana kattığı ancak kimlik bunalımı olmaktadır. daha önceki entrylerimde de bahsetmiştim insan o kadar ciltten sonra kahvahanedeki adamla, mahalledeki dedikoducu kadınla aynı fikirde olmamalı diye, maalesef edibe hanım başlangıçta olduğundan bir adım ileriye gidememiş görünmekte. ülkemizdeki seks furyasından, laleliden, fuhuştan bihaber her insan gibi ormanı göremeyip ağaçlara takanlardan olmaktadır edibe hanım. evet siz edibe hanım, sistemi değiştirmek adına yapılabilecek tek şey 15 yaşındaki çocuğu poşetle dergi almaktan veya lokantaya gitmekten alıkoymak mıdır allasen? yüzünüzdeki sevecen olmayan gülümsemeniz, çatık kaşlarınızla aydınlık türkiye için yapabilecekleriniz mudur profesör?
yoksa bu tasarınız, üzerinde çokca çalıştığınız bu şahaser kendi yalnızlığınız, kendi sevgisizliğiniz, kendi kimlik bunalımınız mı?
yoksa siz de rtenin toplumsal ritmi ölçme aygıtı mınız? biliyorsunuz toplumun ritmine göre gerçekleştiriliyor bütün reformlar. şimdi şartlar oluşmadı, ama ileride oluşabilir.