--spoiler--
açın pencereleri
ayva ağacı hoş geldi sefa geldi
açın pencereleri
yapraklar bize oturmaya geldi
bir temmuz solgunuyum güneşten ırak
soluk kağıtlara soluk veririm
duygularımla devriye geziyorum
yedinci ayın yedinci günü
yıl yetmişiki
hem yoksulluğumuz kemirgen hem sevgimiz
öfkemiz şişelerce uyumsuzluğumuz
şarkıdan vazgeçip istek sahiplerini sayması radyodaki kadının
meze edip soframıza yokluğunun üç buutlu büyüsünü
yoksulluğumuza içmekteyiz
bir yar sevdim el aldı
elim gönlümde mahsur
biraz firar ve turfanda sessizlik
bir keten pantolonla bir yaz geçirdik
sanırım siz bizim güzel yoksulluğumuzu sevemediniz
solumak da güzel bir iştir bu kadar iş arasında
temmuzun yirmisi perşembe
civciv evleniyor izmir'de
ben çehof'la yaşarken babil sokakta
bir güvercin yuva yapmış balkona
iki küçük yumurta çatladı o gün
bir civcivi yitirdik iki civcivimiz oldu
boyumdan büyük sevgimin onuruna kalkıyor
boz bulanık kadehler
çamaşır asar gibi dört bir yana mandallarım
kirlettiğim kağıtları
kolay olmadı
sizi bekliyorduk mektubunuz geldi
götürmeyin bizleri yalnızca sizlerin sevinci olan törenlere
imecesi olmaz bohça dürmenin
--spoiler--