teknik ve duygunun en güzel harmanlandığı türlerden biridir. artık her isim konulamayan türe/gruba rahatça "progresif abi bunlar" denilebiliyor veya avant-garde, ambient vs. gibi türlere eskiden olsa progresif denilirdi. bu da artık metalin gitgide dallanıp budaklandığını ve metalde bir tür patlaması yaşandığını gösteriyor. kategorize edilemeyen şeylere progresif etiketi yapıştırmak farz oldu; lakin -bence- işin aslı öyle değildir. progresif metal, yapısı gereği çok katmanlı olmayı gerektirir. bu da kimi zaman ağırlaşan, duygunun hat safhada olduğu; kimi zaman da sertleşen, teknikleşen, soloların çılgın attığı bölümler duymamızı sağlar. işin sadece teknik kısmıyla veya sadece duygusal kısmıyla ilgilenen gruplar da progresif olarak değerlendiriliyor. burada ayrımını yapmaya çalıştığım şey progresif rock veya progresif metal değil; sadece başına eklenen progresif takısıdır. teknik death metal yapan bir grup sadece bir şarkısında art ardına 15 riff sıralarken de progresif yapmış oluyor. çünkü müziğin yapısı sürekli değişiyor. demem o ki şarkının süresi progresiflikte tek kıstas değildir. değişken olmak koşuluyla 3-4 dakikalık şarkı yaparsın, ama albüm 1 saat sürer. progresif metal bir his müziğiyse, bunu zaten dinleyen hissedebilir. örneğin death veya dark tranquillity dinlerken hissettiğim şeylerle dream theater dinlerken hissettiğim şeyleri kıyaslayamam. bu yetmediyse; katatonia, necrophagist, stratovarius, borknagar, wintersun vb. grupların şarkılarındaki/albümlerindeki (gizli) progresif yapı beni daha çok tatmin eder. her ne kadar bu türün thrash, death, power vs. türlerle iç içe geçmiş halini daha bir sevsem de, salt progresif metalin de altından kalkabilen mükemmel gruplar var.