bıraktığı duygularla, aksiyonuyla, hikayesiyle gerçekten harika bir filmdir.
yalnız film her nedense tam anlaşılamamış. leon bir kiralık katildir ve okuma-yazma bile bilmeyen leonun (otel kiraladıkları zaman mathilda'nın formu doldurmasını ve mathilda'nın leon'a okuma-yazma öğretmeye çalıştığı sahneleri hatırlayın) hayatta yapmayı bildiği tek şey süikast işidir. sosyal yönü çok zayıf olan, hayatta 2-3 insanla konuşan leon karakteri, içindeki iyi adamı ve sevgiyi yönlendirecek bir yer aramaktadır. bu adam, her insanda bir yerlere yönlendirilerek açığa çıkan bir şeyi sevme ve değer verme duygusunu çiçeğine vermiştir. bu nedenle kurşun yağmuru altında, hayatını tehlikeye atarak çiçeğini kurtarmıştır. mathilda'ya olan sevgisi de bu şekilde bir sevgidir. ona bir evlat gibi bakmış ve hatta suikastçilikten kazandıklarını verdiği o aşağılık barmene, kendisine birşey olduğu taktirde tüm parasını bu kıza vermesini söylemiştir. bir nevi evladına miras bırakmak ister gibidir burada.
filmde asla bir sübyan aşkı yoktur. tabii herşey bakan göze göre değişir. muppet show'a bakıp erotizm görmek kadar sağlıksız bir bakış açısı bu.