köy enstitüleri

entry566 galeri video2
    96.
  1. köy enstitüsünü bitirip kendi köyünde ya da kendi köyü yakınındaki bir köyde görev alan öğretmenin aylığı o zamanki para ile on-on beş lira kadar bir şey. okulu da köylülerin yaptığını göz önüne alırsanız devletin bu işe ayıracağı para en aza inmiş durumda idi. ancak devlet, köy öğretmenine bir tarla veriyordu. bu tarla, öğretmenin mülkiyetinde değildi. orayı öğretmen, öğrencileriyle birlikte ekiyordu, ürünü satarak kendine bir gelir sağlıyordu. demek dersler, yalnız sınıfta değil, bahçede de geçiyordu. bir iş eğitimi idi uygulanan. öğretmen yalnız okuma-yazma, tarih, coğrafya, yurt bilgisi öğretmekle kalmıyor, iş üzerinde de çalışıyordu öğrencileriyle. enstitüler üzerine güzel bir kitap yazmış olan fay kirby, bu kurumları 'okutmacılar'ın baltaladığını söyler.

    yalnız onlar değildi baltalayıcılar; çıktığı enstitü ile ilişkisini sürdüren bu yeni öğretmeni nahiye müdürü de, kaymakam da sevmiyordu. okuma yaşına basmış, kız erkek bütün çocukların okula gönderilmesinde direnen öğretmeni, köylü de yadırgıyordu. ilkokula gidip de ne olacaktı çocuk. davar gütse anasına babasına daha yararlı olmaz mıydı? ağa, aydınlık kafalı öğretmenden kuşkulanmaya başlamıştı. çünkü bu 'enstitü' sorunlarını doğru enstitüsüne, enstitü müdürü, ismail hakkı tonguç'a, o ise ismet inönü'ye götürüyordu. ismet inönü, ismail hakkı tonguç'a, başı sıkıştığında, doğru kendisine gelmesini söylemişti.

    savaş içinde idik; gerçi savaşa girmemiştik ama savaşın doğurduğu büyük bunalımı biz de yaşıyorduk. ateş sınırlarımızda dolaşıyordu. cumhurbaşkanı ismet inönü'nün, eğitim davasını böyle bir zamanda çözmeye yönelmesi hiç de boşuna değildi.

    toprak kanununun tbmm'de görüşülmesi sırasında dört milletvekili buna karşı çıkmışlardı. demokrat parti'nin bu karşı çıkıştan kaynaklandığı bilinir. demokrat partililer, köylülerin köy okulu yapımında çalıştırılmalarını demagojik yoldan kullanarak chp'yi zayıflatmak, köylüyü kendi yanlarına çekmek istiyorlardı. evet, kentli, okulunu hazır bulurken köylünün bu işte yükümlülüğe koşulması haksızlıktı; ama bu eleştiri, eğitim davası için başlıca bir çözüm yolu göstermiyordu. nitekim sonuç, bu eleştirinin bir politika oyunu olduğunu ortaya koymuştur.

    demokrat parti'yi kuranlar, chp içinden çıkmışlardı; fakat chp içinde kalanların bir bölüğü de köy enstitüleri'ne karşı idi. bunların başında reşat şemsettin sirer geliyordu.

    durumu çok iyi bilen inönü, köy enstitüleri'ni görüp incelemek için, uzunca bir gezi düzenler, yanına reşat şemsettin sirer ile ismail hakkı tonguç'u da alır. gördükleri her enstitü'den çıkarken sorar reşat şemsettin sirer'e, "nasıl buldunuz?" diye. treni bir köyde halk durdurur. paşa'yı görmek isterler. ismet inönü trenden iner, köylülerle konuşur. o sırada reşat şemsettin sirer ile ismail hakkı tonguç da, trenin öbür yanından dolaşarak bu konuyu konuşmaktadırlar. reşat şemsettin sirer, "köylüyü okutmaktan amacınız nedir?" diye sorar. verilecek yanıt bellidir: "cahillikten kurtarmak için." fakat reşat şemsettin sirer, "ya.. okusunlar da gelip bizi kessinler mi?" der.

    sonra tren kalkar; ismet inönü, yanındakilerle sofraya oturur ve düşünceli olan ismail hakkı tonguç'a, "ne düşünüyorsunuz hakkı bey?" diye sorar. ismail hakkı tonguç da, ad vermeden, reşat şemsettin sirer'le arasında geçen konuşmayı anlatır. ismet inönü, "keşke okusalar, yeter ki okusalar" demiş; "bizi kesmeleri önemli değil."

    yakın tarihimizin başlıca siyasal dedikodularından biri, ismet inönü'nün, köy enstitüleri davasını, sıkışınca, yüzüstü bıraktığı konusudur. oysa ismet inönü, kendi partisi içinde azınlıkta kalmıştı. sağcılar güçlenmişlerdi. bunu gene ismail hakkı tonguç'un bir sözü ile doğrulayayım. işinden çıkarılmış ve mahkemeye verilmiş olan ismail hakkı tonguç, onu köy enstitüleri davasını boşlamakla bir gün bile suçlamaya kalkmadı; hatta şu sözü vardır: "onun şimdi başka işleri var"

    köy enstitüleri'ne sağdan "komünist yuvaları" suçlamasının geldiğini biliyoruz. bugün sürüp gidiyor bu suçlama. ama o kurumlara soldan, daha da ağır bir yergi geldi. bir romancımız kemal tahir, köy enstitüleri'nin hitler'in buyruğu ile almanlar'ın gelmesine hazırlık olarak kurulduğunu söyledi.
    1 ...