hani surekli anlatilan bir geyik vardir; derler ki "dunyanin her yerinde fakirler solcu zenginler sagcidir, turkiye'de ise tam tersidir" iste ordu konusunda da dunya ile tam ters bir durumda kaldigimizi dusunuyorum.
turk ordusu ve serefli mensublarini bir turkiye cumhuriyeti vatandasi olarak herkes kadar sevip sayiyorum. ancak sevgi de saygi da karsiliklidir ve duydugum sayginin karsiligini beklemek de hem benim hem tum diger turkiye cumhuriyeti vatandaslarinin hakkidir.
yemin torenine basortulu analarimiz alinmiyorsa mesela, ben buna uzulurum. uzuldugum sey izin verilmemesinden ziyade ananin birtanecik oglunu o mutlu gununde gorememesi olur.
bu ornekler uzar gider, ancak akilda kalmasi gereken bir sey var: gecmis zamanda olmus kimi olaylari kurcalamanin geregi yok ama gelecekte de bazi iyilestirilmelerin olmasi ve halk ile ordusu arasindaki baglarin tekrar kuvvetlendirilmesi icin adim atilmasi gerektigine inaniyorum. ordu halksiz, halk da ordusuz yapamaz..
son olarak deginmek istedigim bir diger konu da, soz konusu basbakan, cumhurbaskani olunca rte'ler, alaya almalar girla giderken ordu hakkinda yapilan en ufak bir elestiriye dahi kimilerinin tahammul edememesi. bunun sonucunda da bozuk plak gibi "yipratilmaya calisan tsk, uzerine gelinen ordu, damarina basilan genelkurmay baskani" gibi laflar edilmesi.
kimsenin orduyu yipratmaya calistigi falan yok. ben sahsen orduya peygamber ocagi gozuyle bakiyorum, ama kimi yonlerden bu sifatin hakkini yerine getiremedigini gorunce de uzuluyorum. hepsi bu.