temelde insanların bir arada ve sorunsuz yaşaması üzerine temellenmiş bir oluşumun bunu becerememesi durumudur. yazıktır ki yurdumda devlet, otoritesini kaybediyor... insanların güvenlerini kaybediyor, ne yapacağını bilemiyor. bunun türlü ve çeşitli nedenleri vardır. misal bir devletin otoriterliğini kaybetmesi, temeldeki işlevini yitirmesi nelere bağlıdır? yani kabaca neye dayanarak yurdumda devlet otoritesinin kaybolduğunu söylüyoruz?
- dünya üzerinde hiç bir devlet yoktur ki teröristlerle pazarlık yapsın. yok arkadaş böyle birşey. hiç bir devlet kıçıkırık bir terör örgütünü muhattap almaz. devletin muhattabı doğrudan devletler ve yönetmekle yükümlü olduğu halk olmalıdır. yani varolan terör örgütünü ortadan kaldırdıktan sonra örgütün temsil ettiğini söylediği insanların isteklerini dinlemek esas olmalıdır demokratik olarak. aksi takdirde terörizmin önüne geçmek mümkün olmayacaktır. dünyanın hiçbir noktasında da böyle bir örnek yoktur, olamaz.
- devlet, yönetmekle yükümlü olduğu halkın(her bir bireyin ayrı ayrı) haklarını korumak zorundadır. gerek çeşitli örgüt ve oluşumlardan, gerekse de bireysel ve şahsi saldırılardan. ki hukukun oluşumuna, ortaya çıkmasına baktığımızda bu durum esastır. bu anlamda normal şartlarda senede 2-3 kere dükkanları zarar gören esnaf devletine nasıl güvenecektir? toplu taşıma araçları, hususi motorlu araçlar, devlete veya kişilere ait mülkler ateşe verilirken ve devlet buna engel olamıyorken benim canımı garanti edecek kurum hangi kurumdur? benim haklarımı garanti edecek kurum hangi kurumdur?
peki devlet tanımından, devlet kavramının ortaya çıkışından yola çıkarsak akla mantığa uygun olan hangisidir? devlet mi insanları ortaya çıkarmıştır, insanlar mı devleti? işte bu noktada durmaksızın devlet baskısından bahsedenler, devlet baskısının, devlet otoritesinin ortadan kalktığını ciddi ciddi düşünsünler.
6 ekim gününden bir tablo var aklımda...
molotof kokteylli, taşlı, sopalı,... kısaca çatışmaya hazırlıklı göstericilerin polisten yemediği dayağı hazırlıksız, işinin başındaki esnaftan yediği an. ne dedik hep beraber? "polis kurtarmalıydı, vurmamalıydı." dedik. ki nihayetinde polis, ateşli vandalisti kurtarmıştır. he coplaması doğru mudur, yanlış mıdır? tartışılır (ki bana göre zaten etkisiz hale gelmiş göstericiyi alıp ilgili kurumlara sevk etmesi yerinde olacaktır.)... ama bir de polisin gelmediğini düşünün. bunu ciddi ciddi düşünün... emek verip, vakit ayırıp, yerine göre boğazına harcamayıp da ekmek teknesine yaptığı yatırıma, yerine göre uğurunda ömrünü harcadığı işine zarar vermeye çalışan bu adamı orada linç ederlerdi arkadaş. yaparlardı bunu şüpheniz olmasın...
şimdi "devlet baskısı" konusunda herdaim karşı bir tavı takınan vandalistlere söylüyorum: devletin yaptırım gücünün ortadan kalktığını bir düşünün... el akıl, el mantık.