beyazin gorunmez hali

entry8 galeri
    6.
  1. çantasında dezenfektanla dolaşıyor olma ihtimalinden endişe duyuyorum. endişemi kendisine belli etmiyor, yemek yediğimiz mekanın hijyenik bir ortam olmamasından ötürü ekşittiğini yüzünü görmezden geliyorum. bi gözüyle sağını solunu incelerken masaya bıraktığım peçeteyi elimde tutmama sinirleniyor. ses tonunu kontrol etmesini bir türlü beceremeyen bana nazaran oldukça alçak sesle "şşt bırak onu bakayım, benimkini paylaşırız" diyor. yanımızdakiler bize bakıyor. 5 yaşlarındaki bi çocuk halime acımış olacak ki dönüp bana gülümsüyor. kıbrıs'tan almış olduğu dezenfektanın ne kadar işe yaradığını anlatıyor bir yandan da.

    kedilerden hoşlanmadığımı biliyor, nedense gittiğimiz her mekanda olduğu gibi burada da ne kadar kedi varsa beni bulup ayaklarıma dolanıyor. ancak 19 senelik dostum imdadıma yetişiyor. bacaklarımı kaldırdığımı görünce üzerime atlamak üzere olan kedinin kafasına kolasını boca ediyor. kedi kaçıyor. masa batıyor. üstümüz başımız da haliyle. "kaçtı" diyor. "rahat rahat ye". kirlenen masayı umursamıyor. yüzünde her zamanki kocaman gülümseme. "batarsa batsın senden kıymetli mi?" diye ekliyor.

    yüzündeki o kocaman, hayranlık uyandıran gülümsemeyi görmek için bile her sabah kalkıp onun yanına gidebilirim. gidiyorum da. yanından her ayrılışımda mutlu hissediyorum kendimi. bazen çalıyorum kapısını, susup oturuyorum. o da susuyor. "yolcudur abbas bağlasan durmaz"" dediğimde ise sadece "gene gel" diyor. biliyor. en mutlu anımda, en kötü zamanımda kapısını haber dahi vermeden çalacağımı. ben biliyorum o kapıyı her zaman yüzündeki o ışıltılı tebessümle açacağını.
    7 ...