yalandır dolandır. böyle çat diye hüküm koydum diye 'ay ne sığ bir tespit bu, devamını okumaya bile hacet yok' deyip, benim burda hakkında atıp tutacağım karakterlerden bunu okuyacaklar olacaktır. onları hiçbir yere havale etmiyorum. onlaradır sözlerim. öncelikle,
'ruh ikizi', skimsonik bir kendini bilmezin; bekarlığın, evde kalmı$lığın ki$i egosundaki sıkletini azaltmak için ortaya attığı bir kavramdır.
te eski mısırlara dayandıranlar bile var. olabilir de. benim derdim kısacık ömrünü 'ruh ikizimi arıyorum' diye diye geçirenlerle.
bu ruh ikizini arama mevzusunun altında devasa bir megalomani görüyorum ben. 'ideal insan, ideal karakter benim ve ben ancak ve ancak aynen benle aynı önceliklere, aynı beğenilere sahip biriyle birlikte olabilirim' alt metnini barındırıyor gibi. halbuki hayat öyle mi? hayır.
zıtların uyumu, daima benzerlerin uyumundan daha $ık ve daha kompleks hayatta. laurel ve hardy geldi aklıma mesela. ya da ne bileyim karpuzun yanında çilek reçeli değil de peynir yiyoruz. bilen bilir baklavanın yanında tüketilebilecek en güzel yiyeceklerden biri tur$udur. evet hatta korni$on tur$usu olursa harika olur. normalde 2 bilemedin 3 dilim baklavayla doyacak insan, her dilimden sonra ağzına küçük bir korni$on atarak 7-8 dilim baklava yiyebilir. daha önce hiç duymamı$ olanlar için söylüyorum harika bir lezzet ilk etapta 'ıyy' dedirtse de.
her türlü fikri ve bedeni marazın zirve yaptığı $u sözüm ona modern dünyada; 'o' nu arıyorum, biliyorum bir gün kar$ıma çıkacak diye beklentilere girip de zilyon çe$it kimyasalın, virüsün hal-i hazırda iyice kısalttığı hayatını mahvetme anam babam. yok öyle bir mutluluk. hangi ütopyanın rüyasının ya$adığının farkına var artık.
doğurganlığının ve fiziki kemalinin zirvesindeki 'ruh ikizini arayan' ablalarım, teyzelerim, bu balıksı inanı$ın pençesine hangi mantığa hizmetle dü$tüğünü asla anlayamayacağım abilerim, amcalarım! baklavaya, reçele, bala talim edip hazlarınızı sınırlamayın. hayatınızı harcamayın. yapmayın.