bir stanley kubrick şaheserive jack nicholson hayranlığımı başlatan filmdir. yalnız filmi çok severek izlemiş olan insanların dahi anlamadığı kısımlar var filmde.
--spoiler--
jack nicholson filmde son derece başarısız, sorumlulukları kendisine ağır gelen bir yazarı oynamaktadır. o çirkin karısı da ona hayatı zindan etmektedir. psikoloji yerinde değildir. daha önceden o otelde çalışmıştır. bunu filmin son karesinde duvardaki resme zoom yapılınca görüyoruz. bilmemkaç yılında balo fotoğrafında orada bulunuyormuş. zaten filmin en başında otel görevlileriyle görüşmeye gittiği zaman, görevliler ona ''daha önce burda çalışan birisi karısı ve çocuğunu baltayla doğradı'' diyor. jack nicholson bu olay yaşandığında otelde çalışıyordu. olaydan da haberi vardı. fakat filmin başında bunu ilk duyduğunda yeni öğrenmiş gibi yapıyor görevlilere. halbuki mimiklerine dikkat ederseniz bir şeyler biliyor gibi. işte bu olaydan yıllar sonra jack nicholson tekrar otelde çalışmaya gidiyor. çünkü karısı ve çocuğunu öldürmesi için zihninde bir ortam hazırlaması lazım. cinnet geçirmesi lazım.
filmde jack nicholson'ın oyunculuk anlamında en beğendiğim sahneleri: barda hayali barmenle konuşması, beyzbol sopasını sallaya sallaya geri giden karısını merdivenlerde yukarı kadar sürükleyerek cinnet geçirmesi, bir de karısı bunu sopayla bayılttıktan sonra ambarda uyanması. buralardaki oyunculuk akıllara zarar. filmin çekildiği yılda en iyi erkek oyuncu ödülü buna verilmedi. verilen adamın nasıl oynadığını çok merak ediyorum.
kubrick'i de unutmamak lazım. steadycam'in ilk defa bu kadar uzun kullanıldığı film. veledin otel içinde bisiklete bindiği sahneler bile insanı geriyorsa, bu kubrick dehasıdır.
bir de genelde çoğu kişinin bildiği bir kaç trivia bilgisi vereyim. filmde sonlara doğru baltayla kırılacak kapı için önce ince bir kapı getirmişler kolay kırılsın diye. jack bi vurmuş darmadağın olmuş kapı. sonra standart bir kapı getirmişler. o sahnede de 40 adet kapı harcanmış. kubrick manyağı beğenmiyormuş kapının kırılma şeklini. beyzbol sopası sahnesi 127 kez * baştan çekilmiş ve bu bir dünya rekoru. filmdeki velet, film gösterime girene kadar korku filmi olduğunu bilmiyormuş. kubrick çocuğun psikolojisinin bozulmamasına çok önem veriyormuş. yapılan sözleşme gereği de çocuk hayatı boyunca başka filmde oynamamış. stephen king, bu romanının film uyarlamasını hiç beğenmemiş. kendisi bir televizyon için, kendi versiyonunu çekmiş. tabii sıçmiş kimse beğenmemiş. aklıma gelenler bunlar. gelmiş geçmiş en iyi gerilim filmlerinden birisidir bence.
--spoiler--