liseyi aynı okulda okuduk. ankara'da, atatürk anadolu lisesi. gerçek adı elif bilgin. bunların sınıfında özlem diye bir kız vardı, herkes ona bakardı. başka güzel kızlar da vardı, ama belki okulda cok sayida guzel kiz oldugundan elif ilgi çeken bir kız değildi acikcasi. böyle uzun boylu, zayıf, saçı başı dağınık, sivilceli, bir de hali tavrı biraz kaba saba bir kızdı. melankolik bir havası vardı bir de.
üniversitede ben başka bir şehre gittim, ama bu sefer kız arkadaşımla aynı fakültedelerdi, 4 sene boyunca burada da karşılaştık. burada da sürekli etrafında kızlar vardı, feministlerle takılıyordu. sabahtan akşama kadar önünde defter ve kitapla kantinde oturuyordu. okuyor, yazıyor ya da birileriyle konuşuyordu.
çıkınca kitaplarını okudum, ama eski veya makyajsız halini bildiğimden olsa gerek, onu hiç 'güzel kadın' olarak göremedim. liseden (erkek) arkadaşlarla biraraya geldiğimizde baktık ki hepimiz aynı durumda ve onun sürekli güzel olarak anılmasından şaşkınız.
ilk kitabını okuduğumda, henüz ünlü değilken, bir emaille tebrik ettim, adımı bildiği halde -belki unutmuştur- cevaplamadı. ikinci kitabından sonra çıkardığımız dergiyi aradı, biz onunla röportaj yapmışız gibi kendi kendisine bir röportaj yazmış, 'yayınlar mısınız' diye sordu. olur dedik, bastık. dergici başka bir arkadaşım dedi ki onlara da aynı şeyi yapmış. tabii o zamanlar şimdiki gibi ünlü değildi. üçüncü kitabından sonraki zamanlarda dosya soruları için falan biz ona email yazdık. her seferinde son gün veya sonrasında bize 'çok geç kalmadım değil mi? şimdi bir şey yazsam olur mu?' diye döndü. sanırım hala eski savruk, düzensiz elif.
son yıllarda bir keresinde aynı panelde biraraya düştük. herhalde yine aynı etki, bu sefer daha bakımlı olsa da yine sivilceli, yine ablak suratli, yine biraz kaba tavırlı oldugundan midir nedir bana güzel gelmedi.. *