çıplak ayağın beyaz seramikle temasıyla başlar hafta sonu. ötmesi tercih edilmeyen saatlerde öten kuşlar, evin penceresine gölgesini düşüren ağaca konuşlanmışlardır çoktan. hafta içinden yadigar yorgunluk, gecenin büyük kısmını dışarda geçirmenin getirdiği sersem sepeleklik, hafif bir dokunmayla açılan ve salona yayılan telli çalgıların senfonik sesiyle bi durur. bu durgunluk pazar gecesinin son saatlerinde pazartesi sendromu olarak tekrar hortlar.
tüm bunlar bir insanla paylaşılsa idi bu kadar huzur verici olamazdı, teminat isteyene teminatı da veririm. insanlar hep bir şeyler istedikleri gibi, sizin zevklerinize karışacak kadar da bencildirler, insandırlar çünkü. bardağın dolu tarafını boş tarafı kadar seviyorum.