tan vakti uykusuzluk yazıları

entry6 galeri
    1.
  1. birikir düşünceleriniz tan vaktine kadar uykusuzsanız. şehri nöbetini tutarsınız başına bir şey gelmesin diye. alır kelemi notlar düşersiniz şunlar gibi:

    ***K. iskender'den...

    "Neden sadece köşelere ağ kuruyor ağ kuruyor örümcek bunu niçin tartışmalı
    Demek bir köşesi olmalı hayatın tuzak kurmak için hayale"

    ***Babamla şiir sohbetindeydik. Aklımda her zaman yer etmiş bir cümleyi söyledim:
    -Ancak fakir olan şiir yazar.

    Babam cevap verdi:
    -Fakir olan ağıt yazar.

    ***"Aklına ne gelirse yazmak" hakkında konuşmak istiyorum. iki örnek vereceğim. Biri Serkan Işın'ın şiir kitabından. Diğeri de Hande Yener'in bir şarkısından.

    Şöyle diyor Işın şiirinde:

    Aşktan hiç bahsetmeyen bir kuryenin
    Taşıdığı pembe zarflar
    Aşkı bir dizi sanan
    Fabrikatörün
    Kucağına konacak pembe zarflar

    Şimdi adam kalemi eline alıyor. Pembe zarflardan söz ediyor. Sonra pembe demişken bir de pembe dizileri anayım diyor. Böylelikle upuzun ve kanımca kolayca yazılabilen şiirler çıkıyor ortaya.

    Hande Yener'in bir şarkısında dikkat etmiştim. O da şöyle söylüyordu:

    "Yazın çıkan orman yangını gibi
    yazın yakmadığı çok belli
    kundaktan çıkan her çocuğa
    sen öğrettin aşk
    aşk ateşi."

    Burada da orman yangınını dedikten sonra muhtemelen söz yazarı kardeşimizin aklına bir yeri ateşe verme anlamı taşıyan kundaklama geliyor. Oradan kundaktan çıkan çocuk.

    Herkes her aklına geleni yazmasın demiyorum ama biraz "özen göster" be kardeşim.

    ***Bilge Karasu'dan:
    "Özgürlük, zaten bir şey yaratıp eyleyerek, sevip bağlanarak, yaşanacağı seçerek yaşanabileceklere sınır getirmek değil midir?"

    ***Karışım iyiye delalettir. Akgün Akova'nın ve Yaşar Kurt'un önünde eğilerekten:

    Baba bana bağırma
    Farkında değilsin
    Arkasını ezilenlerin yaladığı
    Bir posta puludur dünya!

    Korkuyorum anne
    Al beni içine
    Alışamadım anne al beni yine!

    ***Bir aydır gazete haricinde hiçbir şey okumamış, tatildeymiş... Öyle diyor içimdeki beyefendi. Yeri gelmişken söyleyeyim. Ben bencilliğimden kitap okuyorum sanırdım, hani yazdıklarım daha yetkin olsun diye. Niye bir haftadır kitap okumak istiyorum anlamadım.

    ***Sözüm bütün iyi yazarlara:
    Kitaplara tinerinizi fazla sürmeyin. Daha okunacak bir sürü yazar var.

    ***Ninem güneş battı mı yatakları serer. Bense gündüzleri uyumaya alışmışım. Birimiz erkenci ama kim?

    Sen, okuyucu! Seksenine basınca sonsuzluk nedir onu öğret bana. Sonra erken saçmalığını at aklımdan.

    ***En arkadakileri seviyorum ben. Askeri geçit töreninde boyu kısa diye en arkada adım atan gençleri, şu veya bu nedenlerle başka çocukların şekerleme yiyişini ağzı sulanarak izleyen çocukları, düşüncelerine itibar edilmeyen terfi alamamış memurları, topluluk önüne çıkınca bacakları titreyen konuşmacıları...

    ***Köyün festivalinde dikkat ettim de halayda insanların arasından geçen küçük çocukların mutluluğu gibisi yok.

    ***Şehirde ana caddeye yakın bir evde kalmak ne garip. Yoldan geçen arabaların sesini dinliyorum geceleri yatakta. Kornaları, gençlerin kahkahalarını, çocukların çığlıklarını…

    O değil de adamı deli eder sen uykuya dalmaya hazırlanırken bunca yolcunun nereye gittiğini bilememek.
    2 ...