Tam filmi çekilinecek kadar acıklı ve destansı bir olaydır Yücel Teşkilatının tek başına direnişi ;
Osmanlı'nın makedonya'yı kaybetmesi ile Yugoslavya Krallığı (Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı olarakda bilinir) tarafından Türkler'e ve Müslümanlara bir asimile etme politikası başlamıştır. Bu politikalar 1930'lu yıllarda iyice artmış bunun üzerine o dönemde Makedonya'da Nüfusun %67'sini oluşturan Türkler bu asimile etme politikalarına karşı Yücel teşkilatı isminde bir teşkilatlanmaya gittiler. Teşkilatın bilinen kurucu üyeleri Şuayip Aziz, Nazmi Ömer ve Adem Ali oldular. Teşkilatın yemini Kur'an,Silah ve bayrak üzerine yapılıyordu. Yeminleri Türkiye ve Türk halklarının menfaati için kanımın son damlasına kadar savaşacağım şeklinde idi. Teşkilat birçok yere örgütlenmiş hatta Birlik isminde bir gazee bile çıkarmaya başlamıştı. Çok geçmeden 2.Dünya Savaşı patladı ve Nazi orduları Yugoslavya'yı işgal ettiler. Nazi ordularının Yugoslavya'yı işgali ile hitler gözünü Sovyet Rusya'ya dikmişti ama Rusya'ya saldırması için Balkanları bir şekilde güvence altına alması gerekiyordu. Bunun için Makedonya coğrafyasının tamamını kendileri gibi Faşist Bulgaristan'a devrettiler. Bunun üzerine Bulgarlar bölgedeki Türklere ikinci sınıf insan muamelesine tabi tuttular. Sık sıkda Türk konsolosluğu Bulgar ve Sırp çetecilerin tacizlerine uğruyordu. Teşkilat üyeleri gençler Türk konsolosluğunu bizzat koruyarak Türkiye'ye bölgenin durumu ve naziler ile ilgili istihbarat bile verdiler. Artan baskılar sonucu teşkilat başkanı şuayip aziz Makedonya'dan sorumlu Nazi Almanya'sı Generaline Bulgar subayları şikayette bulunduysada karşılığını alamadı. Bunun üzerine teşkilat makedonyada başlayan kurtuluş mücadelesine destek vererek Partizanlar ile işbirliğine gittiler.
Nazi işgalinin son bulması ile Makedonya'yı da içinde kapsayan Yugoslavya Sosyalist cumhuriyeti kuruldu. Fakat Türklere uygulanan baskılar devam etmekteydi. Türklük kavramı ve Türkçe ile birlikte, Kuran-ı kerim okumak bile yasaklanmıştı. Bunun üzerine Türkiye'den gizli gizli Nutuk, Safahat gibi kitapların yanısıra Kuran-ı Kerim'de getirilerek gençlerin milli şuurlarını korumaya çalıştılar. Fakat 1947'de düzenlenen baskınlar ile teşkilat üyeleri tek tek evlerinden toplandı. Çeşitli işkencelere tabi tutularak Türkiye ile alakaları olup olmadıkları öğrenilmeye çalışılındı. Daha sonra 1948 yılında oluşturulan sözde mahkeme ile teşkilatın kurucu üyelerinden şuayip aziz, adem ali, ali abdurrahman ve nazmi ömer idam edildiler. idam edilmeden önce Teşkilatın türkiye'de bulunan üyeleri ismet inönü ile bizzat görüşerek yardım istediyselerde inönü Misak-ı Milli dışındaki Türkler bizi ilgilendirmiyor cevabını vererek teşkilatı dışladı. Teşkilat üyelerinin idam edilmeden önceki son sözleri yaşasın Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. idamlardan 2 yıl sonra 1950'de çıkan serbest göç yasası ile Komunist baskıya dayanamayan Makedonya Türklerinin çoğu Türkiye'ye göç etti. o dönemler nüfusun %67'sini oluşturan Türk nüfusu bu gün %12.