anlayabilecek olan avam sayısının yeter şart ve beher miktarda olduğunu varsayarak anlatmaya çalışayım.
birisi suç işler, yakalanır. yakalanınca ilk mahkemeye çıkar. bu genelde nöbetçi mahkeme olur. hakim içeri alır suçun olayına göre. ilk mahkemeye kadar yatar. bu bir çlümlü kaza ise mesela 45-60 günde ilk mahekme yapılır. iddianame hazır olana kadar yani. kokain olaylarında biraz uzunmuş. neyse ilk mahkeme de delil karartma/şahitleri etkileme/kaçma durumu yok ise kişinin yurt dışına çıkış yasağı ile birlikte salıverilir. tutuksuz yargılanmak üzere. bu süreçte henüz hala suçlu değildir. çünkü suçu sabitlenene kadar herkes suçsuzdur. sonrasında olur da ceza alır ise bu suçtan dolayı o zamanda cezadan mahkeme öncesinde yattığı süre bir katsayı ile çarpılarak düşülür. yanılmıyorsam her gün iki gün sayılıyordu ya da üç. bu indirimler sonunda 2 yıldan az ceza alırsa o zaman cezası paraya çevrilir. neden? çünkü devlet için bu kişiyi iki sene içerde beslemek bir masraf. senin benim cebimden çıkan para. doğrusu da bu zaten. 2 seneden fazla alır ise de gider yatar. yatış tarihi de belli olur zaten önceden. o tarihten önce de tüm temyiz yolları üst mahkeme yolları açıktır.
zaten bu gibi süreci etkileyici bir durumu yoksa, ki deniz sekinin yok, o zaman boşu boşuna içerde tutulup senin benim verdiğimiz vergilerle beslenmesine ve sana bana yük olmasına da gerek yoktur.
anlamayan mesaj atabilüğ. soru sorabilüğ. bu kadını neden taşlamıyorlar diyenler o taşı götlerine sokabilüğ.