en iyi arkadaşınız olarak gördüğünüz kişinin sizi öyle görmemesiyle alakalı durum veyahut şartlar.. bazen hata tamamen sizdedir. haketmeyene değer verip, hakedeni görmezden gelmek sizin zararınızadır. kirli laflar söylenir. yaşanan güzel anılar bir anda yok olup, gitmiştir. halbuki her zaman yanınızda olan bir insanı, tek kalemde silmek ne zordur.. ya da silinmek. farkındalık özelliğinizin gelişmediği dönemlerde; kötüyü iyi algılar beyin ne yazık ki. olgun ve zeki olduğunu zannedersin ama bu tamamen sanrıdır. önemli olan nokta; zannetmek değil hissetmektir nitekim. size şekerler alan, değer veren, arkadaşlığını esirgemeyen birini nasıl olurda kırabilirsiniz? lakin zaman geriye sarılamıyor.. insan hep bir şeylerin 'keşke'sini hissediyor. sizinle görüşmek istemediğini, uzak durmak istediğini anladığınızda her şey için çok geç olabiliyor. ve o noktada size sadece salaklığınıza uzaktan seyirci olmak düşüyor. insanları kaybetmek ne kolay ama kazanmak bir hayli zor.. hele birde yanlış tanınmış olmak berbat bir histir. adın çıkmış dokuza, inmez sekize hesabı..
bazı şeyleri geçte olsa anlıyor insan.. son pişmanlık fayde etmez klişesine girmek istemiyorum, ama bu durumu güzel tanımlıyor.. arkadaşlıkların değerini bilmek gerekir, hakkını vermek.. veremiyorsan gitmeyi bilmelisin o halde. saygı ve sevgiyi hiç bir zaman dejenere etmeden.. seneler geçiyor zira. aklın başına geliyor. özlem duyuyorsun..
' bir selam lütfet, gel barışalım artık.. ' diyemiyorsunuz, boğazınızda düğümleniyor.